Konuşma bozuklukları uzmanı Yılmaz, AA muhabirine, 22 Ekim Dünya Kekemelik Günü'nün kekemeliğe dikkati çekmek ve bu konuda doğru bilgilerin paylaşılması açısından önem taşıdığını ifade etti.
Kekemeliğin en çok bilinen konuşma sorunlarından biri olduğunu dile getiren Yılmaz, "Kekemelik, ses ve hece tekrarları, ses uzatmaları, takılmaları veya bloke olmalar nedeniyle konuşma akıcılığının kesintiye uğraması ile karakterize bir konuşma bozukluğudur." dedi.
Yılmaz, kekemeliği olan bireylerde konuşmanın doğal akışı ve ritminde bozulmalar gözlendiğini ve bu durumun sözel iletişimi güçleştirdiğine dikkati çekti.
Bireylerde yorgunluk ve heyecan gibi nedenlerle zaman zaman ortaya çıkan konuşma takılmalarının kekemelik olarak değerlendirilmemesi gerektiğini anlatan Yılmaz, "Kekemelikle ilgili olarak belirli kriterler var. Ne sıklıkla oluyor, ne kadar zaman devam ediyor, kişinin günlük yaşamını nasıl etkiliyor. Kelime tekrarı ve hece tekrarı şeklinde mi oluyor, bunların hepsi değerlendirilerek uzmanlar tarafından değerlendirilir. Çok boyutlu bir durumdan söz ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Yılmaz, konuşma akıcılığındaki bozuklukların çocuklukta başlayan gelişimsel bir durum olabileceği gibi nörolojik ya da psikolojik kaynaklı olarak yetişkinlikte de görülebildiğini dile getirdi.
Kekemeliklerin büyük çoğunluğunun çocukluk çağında başladığını ifade eden Yılmaz, ailelerin çocuklarını iyi bir şekilde gözlemlemelerini ve gerekli durumlarda uzmana başvurmaları tavsiyesinde bulundu.
Ailelerin çocuklarında konuşma bozukluğu gözlemlediğinde baskı yapmadan yaklaşmaları gerektiğini aktaran Yılmaz, şunları kaydetti:
"Çocukluk döneminde aile bireyleri bazen çok iyi niyetle yaptıkları bazı hatalar var. Bunlar çocuğun konuşmada zorluk çektiği anlarda 'sakin ol' demek, 'nefes al öyle konuş', 'bir daha söyle' demek. Ya da çocuğun takıldığı kelimeyi tamamlamak gibi davranışlarda bulunmamak gerek. Bunlar çocuğa yanlış bir mesaj veriyor. Çocuklar buradan 'ben senin bozuk konuştuğunun farkındayım, dikkatimi buna veriyorum' demek. Bu çocuktaki kaygıyı artırıyor. Çocuk yaştaki konuşma iletişim odaklı olmalı. Çocuğunuzun size ne anlatmak istediğiyle ilgilenin, nasıl söylediğiyle ilgili değil. Bu mesajı çocuğa da geçirirseniz, kaygısı azalıyor ve çok daha sağlıklı bir iletişim oluyor. Ailelerin çocuğa baskı yapmaması, eleştirmemesi çok önemlidir. Küçük çocukların büyük bölümünde sorun kendiliğinden düzelir ve çocuğun dikkatini bu konuya çekmemek gerekir."