Geçtiğimiz haftalarda arkadaşlarla sohbet ederken çocuklarımızdan, yeni genç nesilden konuşuyorduk. Sohbette dönen cümleler şu şekildeydi: "Ben okula kayıt olmaya bile tek başıma gitmiştim", "Ortaokulum başka semtteydi ama 2 otobüs değiştirip tek başıma gidiyordum", "Kendi odamı kendim toplardım", "Annem çalıştığı için yemek yapmayı erken öğrenmiştim", "Annemi bile şehir içinde ben gezdirirdim", "Babam hesap defterini bana tuttururdu", "Telefon fihristini ezbere bilirdim, ev halkı birini arayacaksa numarasını bana sorardı"... Bu cümleler değişti, muhabbet uzayıp gitti. Bizler sorumluluk sahibi çocuklardık. Pek çok işin üstesinden tek başımıza gelebilirdik. Peki, ne oldu da kendi çocuklarımızı bu şekilde yetiştiremedik? Ne oldu da, sadece hizmet almaya alışan bir nesil oluştu? Çünkü ebeveynler çocuklarına sorumluluk vermedi.
Bunun yerine her şeyi onların yerine hallettiler. Sofralar onlar için kuruldu, yemek menüleri çocukların beğenisine göre yapıldı. Odalar toplanıp temizlendi, suyunu bile kendilerinin almasına gerek yok, anneler çocukları yorulmasın diye odalarına sularını bıraktı. Ödev saatleri anne-babalar tarafından belirlendi, ders programlarını bile çocuklar değil ebeveynler ezberledi. Okul çantasını öğrenci değil, anneler hazırladı. Etkinlik malzemelerini kırtasiyeden kendi alan nesil, çocuklarınınkini de kendi alıp hazırladı. Defteri, kitabı çantasında olmayan çocuk, eve gelip annesini azarladı. Tüm çabası "iyi bir anne-baba olmak" olan sorumluluk sahibi nesil, maalesef çocuklarına sorumluluk vermedi, vermiyor. Bunun yerine her şeyi kendisi halledip, çocuğuna sorunsuz bir ortam sunmaya çalışıyor. Sahi, iyi ebeveyn olmak bu muydu? Tabii ki, bu değil! Bunun yerine birey olabilen, tek başına da pek çok işin üstesinden gelebilecek çocuklar yetiştirmemiz gerekiyor. Bunu yapmaya da evlerimizden başlamalıyız. Çocuklarımıza ev içinde sorumluluk vermeliyiz.
BİREY OLABİLMEK EN ÖNEMLİ YETENEK
Nedir bu sorumluluklar? Odası onun özel alanı ve kendi çekip çevirmeyi öğrenmeli. Yaşına göre, kendini besleyebilecek yemekler yapabilmeli. Çöpü kapıya bırakmak, çamaşırlarını kirli sepetine atmak, okul çantasını hazırlamak, kıyafetlerini yerleştirmek ona yük gelmemeli. Elektrik süpürgesiyle evi süpürebilir. Çamaşır ve bulaşık makinesini çalıştırabilir. Yemek masasını toplayabilir. Faturaların ödenme sorumluluğunu ona verebilirsiniz. Sizin yerinize online olarak ödeyebilir. Dikiş dikmesini mutlaka bilmeli. Çöpleri ayrıştırmalı, geri dönüşümü hayatının bir parçası haline getirmeli. Bunları çocuklarımız yapamıyor değil, sadece biz ebeveynler onlara fırsat vermiyoruz.
"Sadece dersini çalışsın, notları iyi olsun da ben her şeyi yaparım" diyen anne-babalar maalesef, çocuklarını sadece sınavlara hazırlıyorlar. Oysa hayatın gerçek sınavı birey olup kendi başının çaresine bakma yeteneğine ve donanımına sahip olabilmekte. Musluk akıttığında hemen bir tamirci çağırmak yerine onu gerekli aletle sıkabilmek bir bilinçtir. Kombinin dilinden anlamak, düğme kırmızı yandığında ne yapacağını bilmek de öyle! Tüm bunların ne kadar önemli olduğunu pandemi dönemi bizlere göstermişti üstelik. Bu yüzden, biz ebeveynler kendimizi biraz frenleyelim ve çocuklarımıza sorumluluk verelim. Çünkü onların hizmete değil fırsata ihtiyaçları var.