Prof. Dr. Coşkun, çocuk gelişiminde kritik geçiş dönemlerinin olduğunu ve bu geçiş dönemlerinde ebeveynlerin farkındalık sahibi olmasının çocuk gelişimini olumlu yönde etkilediğini söyledi.
Coşkun, kritik dönemlerden birisinin de okulla tanışma dönemi olduğunu ifade ederek, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından düzenlenen uyum haftasına atıfta bulundu.
Uyum haftasının çocukların akademik ve sosyal gelişimini desteklemede ilk adım olduğunun altını çizen Coşkun, "Ailelerin de uyum haftası takvimine dikkat etmesi ve önemli bir sağlık sorunu yok ise mutlaka öğrencilerin uyum haftasına katılmalarını sağlamaları gerekiyor. Okul kavramıyla ilk kez tanışacak olan çocuklar için uyum haftası çok daha önemli oluyor. Okul öncesi eğitim alanlar için de okuma yazma öğrenme, ödev gibi farklı sorumluluklarla tanışacakları bir sınıfa uyum sağlamaları için kritik bir hafta olarak görülmeli." diye konuştu.
Okul çağı çocuklarının okul kaygısından ziyade bakım verenden ayrılma kaygısı yaşıyor olabileceğine dikkati çeken Coşkun, bu nedenle öncelikli olarak çocuğun neden kaygılandığını, kaygıyı oluşturan durumu anlamak gerektiğinin altını çizdi.
"ÖZ BAKIM BECERİLERİ TAM GELİŞMEMİŞ BİR ÇOCUK İÇİN OKULDA TEK BAŞINA KALMA DÜŞÜNCESİ KAYGI YARATACAKTIR"
Coşkun, çocukların büyük bir kısmında çeşitli nedenlerle ilk zamanlarda uyum sıkıntısı görülebildiğinin bilgisini paylaşarak, şöyle konuştu:
"Öz bakım becerileri tam gelişmemiş bir çocuk için okulda tek başına kalma düşüncesi kaygı yaratacaktır. Okula ulaşım, servise binme, ders, teneffüs, yemek gibi birçok etmen çocuklar için bilinmezlerle dolu gelebilir ve bunlar da onları kaygılandırır. Uyum haftası öğretmenlerin rehberliğinde bu kaygıların giderilmesinde önemli bir zaman dilimi olacaktır."
Okula uyum sürecinde çocukların öncelikle öz bakım becerileriyle ilgili sorunlar yaşayabildiğine işaret eden Coşkun, genellikle ebeveynlerinden ayrılmak istememelerinin ardında yatan nedenlerden birisinin de bu konudaki kaygıları olduğunu hatırlattı.
Coşkun, çocukların tuvalet, yemek gibi alışkanlıklarını okul ortamında nasıl sürdüreceğine ilişkin onlarla konuşmanın çocuklara yardımcı olacağını söyleyerek, şunları anlattı:
"Bir diğer zorluk çocukların sabahları uyanmak istememesi olabiliyor. Çocukların uyku düzenlerini okul saatine göre ayarlamak bu nedenle çok önemli. Sabah dinlenmiş şekilde kalkmaları ve kahvaltı yaparak okula gitmelerini sağlamak gerekiyor. Servis kullanan küçük çocuklar için tek başına servise binmek de ilk başlarda endişe verici olabilir. Bu konuda kaygılanıyorsa servis şoförü ve hostesiyle önceden tanışmasını sağlamak servis düzenine ilişkin onlardan bilgi alması işe yarayabilir. Uyum haftasında çocuklar okula ve sınıfa girmek istemeyebilir. Bu durumda çocukları zorlamamak, kısa ama artan zaman aralıklarıyla önce okul bahçesinde daha sonra sınıf ortamında bulunmalarını sağlamak faydalı olacaktır. Çocuklar okul kapısında ağladığında ailelerin bu durumu sakinlikle karşılaması, zorlamadan ve baskı yapmadan okula ilişkin güven duygusu oluşturması yerinde olacaktır."
Okula geçiş döneminin aileler ve çocuklar için stresli bir dönem olduğunu vurgulayan Coşkun, bu stresi oluşturan en önemli etmenin ailelerin okul ve öğrenmeyle ilgili olumsuz duyguları ve düşünceleri olabildiğini dile getirdi.
"ÇOCUKLAR OKUL SAATLERİNE UYGUN OLARAK UYKU DÜZENİNE GEÇMELİLER"
Coşkun, konuşmasında "Aileler çocuklarıyla, okulla ya da öğretmenle ilgili kimi zaman kendisinin bile farkında olmadığı kaygılara sahip olabilir, kendi geçmiş öğrencilik yaşantılarından etkileniyor olabilir, bunu fark ederek kendi davranışlarını tekrar gözden geçirmeleri faydalı olacaktır." uyarısında bulundu.
Çocukların yanında eğitimle okulla ilgili yapılan her tür konuşmanın onları cesaretlendirecek, teşvik edecek şekilde olmasına dikkat edilmesinin önemine değinen Coşkun, şu önerilerde bulundu:
"Bu yaş düzeyinde okulun faydaları üzerine uzun açıklamaların etkili olmayacağını bilmek gerekiyor. Bunun yerine çocuklara onların anlayabileceği basit şekilde anlatmak, somut örnekler vermek daha faydalı olur. Mümkün ise uyum haftasından önce çocuklar okul ve sınıflarını gezmeli, öğretmenleriyle tanışmalılar. Çocuklar okul saatlerine uygun olarak uyku düzenine geçmeliler. Ekran ve oyun saatleri de yine okula göre düzenlenip sınırlandırılmalı. Çocukların akranlarıyla birlikte sınıf içi etkinliklere katılımı sağlandıkça uyumu kolaylaşacaktır. Çocuklar okuldaki bir günün nasıl geçeceğine, ders işlenişi, ödev, törenler vb. okul rutinlerine ilişkin bilgilendirilmeliler. Pedagojik altyapısı güçlü olan öğretmenler sınıf içi ısınma etkinlikleriyle çocukların bu süreci daha rahat atlatmalarını sağlarlar."