Fazla düşünmeden kurulan cümleler, çocuklar için ileri dönemlerde büyük etkilere sebep oluyor. Bu çocuklar, özellikle ruhsal olarak mutsuz ve kendinden hoşnut olmayan bireyler haline dönüşebiliyor. Bu nedenle çocuklar ile kurulan ilişkilerde her cümlenin düşünülmüş olması oldukça önemli hale geliyor. İşte o cümleler...
ÇOK GÜZELSİN
Psikologlar, kız çocuklarının dikkatini güzellikleri üzerinde yoğunlaştırmamalarını tavsiye ediyorlar. Bu davranış biçimi, bu çocukların önemli olan tek şeyin görünüş olduğunu düşünmeye başlamasına neden olabilir ve küçük kusurlara fazla önem vermeleriyle sonuçlanabilir. Sonuç olarak ileride yetişkin bireyler olduklarında kompleks geliştirebilirler.
SENİN YAŞINDAYKEN ÇOK DAHA İYİSİNİ YAPIYORDUM
Çocuğun lehine olmayan karşılaştırmalar onlar için her zaman acı vericidir. Dahası, bir komşu ya da amcayla değil, çocuğun ideal yetişkinleri olan kendi ebeveynleriyle karşılaştırıldıklarında etkisi çok daha ağır olabiliyor. Sürekli karşılaştırmalar çocuğunuzun strese girmesine neden olur, özgüvenini düşürür ve hatta kendilerini ebeveynlerinden uzaklaştırmalarına neden olabilir.
HAYIR! ÇOK TEHLİKELİ ORAYA GİTME
Çocukları için kaygı ve endişelenmek ebeveynler için normal bir şeydir. Ancak bebeğini kelimenin tam anlamıyla her şeyden koruma arzusu ve aşırı korumacı olmak çocukta "Peter Pan Sendromu" na neden olabilir. Genellikle 30 yaşın üzerinde fark edilen ve çoğunlukla erkek olan bu insanlar, Peter Pan sendromundan muzdariptir. Yaşlanmayı reddederler, çocuksu, tutarsız ve çocuklar gibi duygusaldırlar. Bu insanlar için bir aile kurmak zor hale gelebilir, çocuk sahibi olmak istemeyebilirler ve kendileri için sorumluluk almaktan kaçabilirler.
TABİİ Kİ OLUR !
Çocuğunuza "hayır" demek son derece zordur, ancak her zaman evet demek, bazen reddetmekten daha kötüdür. Müsamahakâr ebeveynlik, sonunda bu sürecin tüm üyelerine zarar verir. Bilim insanları tarafından yapılan bir araştırm; her şeye izin vermenin, bir çocuğun yanlış insanlarla bir araya gelmesinde dolaylı bir neden olduğunu, yeni tanıdıklarından etkilenen bir çocuğun başının belaya girebileceğini ve hatta suç işleme olasılığının arttığını gösterdi.
ONDAN ÇOK DAHA İYİSİN
Çocuklar, yetişkinlerin onlara söylediklerine inanırlar. Bu nedenle, çocuğunuza gereğinden fazla hayranlık duymamalı ve onları motivasyon amaçları için bile istisnai oldukları konusunda ikna etmemelisiniz. Bunu yaparak ebeveynler kendi kişisel narsistlerini geliştirebilirler.
SANA SÖYLEMİŞTİM !
Çocuğunuzun başına gelen herhangi bir durumda onlara "sana söylemiştim" benzeri cümleler kurarak onların kendi deneyimlerini elde etmesini engelleyebilirsiniz. Kendi deneyimlerini kullanarak, bisiklet sürmenin odaklanma ve dikkat gerektirdiğini ve içlerinde su birikintilerine atlarlarsa giysilerin ıslanıp soğuduğunu bilmelidirler. Sonuçlarının farkında olduğunuzu göstermek yerine, çocuğu doğru kararlar verdiği ve zorlukların üstesinden geldiği için övün.
BİZ DE BÖYLE BÜYÜDÜK
Annelerimizin ve babalarımızın kullandığı ebeveynlik yöntemleri bizlere rehber olabilir. Ancak bu, çocuklarımızı aynı şekilde yetiştirmemiz gerektiği anlamına gelmez. Çocuğunuzun ihtiyaçlarını anlamak, zaten var olan ebeveynlik algoritmasına odaklanmaktan daha önemlidir. Her insan benzersizdir, bunu göz önünde bulundurarak çocuklarınızı ihtiyaçlarına göre yetiştirebilirsiniz.
ÇOK KİLO ALDIM DİYET YAPMAM GEREK
Hepimiz bazen düşük benlik saygısından muzdarip olabiliriz ve aynada görmek istediğimiz kişiyi tam olarak göremeyiz. Ancak çocuklar için ebeveynler her zaman en iyisidir. Bu nedenle, sadece kendinizi çocuğunuzun gözünde alçaltmakla kalmaz, aynı zamanda kusurlarınızı çocuğunuzun yanında tartışarak, dış görünüşlerine karşı yanlış bir tutum geliştirmeleri için onları cesaretlendirebilirsiniz.
ONU YEME ZATEN ŞİŞMANSIN !
Konu fazla kilo ve bununla ilgili diyet kısıtlamaları olduğunda, sağlıksız beslenmenin zararına değil, sağlıklı beslenmenin tadı ve faydalarına odaklanmak çok daha iyidir. "Görünüşe göre brokoli çok lezzetli!" "Patates kızartması sizi daha da şişmanlatmaktan başka bir şey yapmaz!" Çocuğunuza fazla kilolu olduklarını hatırlatmak, özgüvenleri için zararlıdır ve yetişkinlikte aşırı yemekle ilgili sorunlara neden olabilir.
SENİ BURADA BIRAKIRIM
Çoğu zaman, ebeveynlerin "Tamam, sen kal - ben gidiyorum!" gibi tehditvari cümlelerini duyabiliriz. Özellikle çocukların yürüyüşten ya da başka bir yerden eve dönmek istemediğinde kurulan bu cümleler, çocuklar üzerinde şiddetli etkilere sahip olabilir. Sık sık dile getirilen bu tehdit cümleleri çocuğu korkutur, onu korunma hissinden mahrum eder ve bir güvenlik merkezi olarak ebeveynlerine olan bağlılıklarını yok edebilir. Bu tehdit yerine, sizi dinlemeyen çocuğunuzun dikkatini güzel bir arabaya çevirmeye çalışın veya eve dönerken karşılaşacağınız köpekleri veya kuşları saymalarını teklif edin.
BUNU YAPMA
Maalesef "Yapma!" sözü bir çocuğun davranışlarını düzeltmesine yardımcı olmaz. Sallanmayı, su birikintilerinin derinliğini ölçmeyi veya kum fırlatmayı bırakmayacaklar. Negatif bağlama sahip olmayan ve istediğiniz hedefe ulaşmanıza katkıda bulunan ifadelere odaklanmak daha iyi bir yöntem olacaktır. Örneğin, "O su birikintisine atlamayın!" yerine "Bu su birikintisinin etrafından dolaş!" diyebilirsiniz. Ayrıca "Lütfen" eklediğinizden ve kendiniz de aynısını yaparak örnek olduğunuzdan emin olmanız gerekir.
ARTIK KOCA ÇOCUKSUN, KORKULACAK BİR ŞEY YOK !
Korku mantıksızdır ve hatta yetişkinler de birçok şeyden korkarlar. Söylemeye gerek yok, küçük çocuklar da bu duyguya aşinadır. Çocukların korkuları çeşitlidir ve bazen yetişkinlere komik gelebilir. Ancak bu onları görmezden gelmemiz gerektiği anlamına gelmez. Korkmuş bir çocuğa söylenen düşüncesiz bir ifade, onlara sadece duyulmadıklarını ve yetişkinin duygularını değersizleştirdiğini gösterir. Oğlunuza veya kızınıza empati göstermek ve ona destek olmak daha doğru olacaktır.
PARA KONULARI SEZNİ İLGİLENDİRMEZ
Finansal konuları tartışmak birçok ebeveyn için hassas bir konudur. Çoğu zaman anneler ve babalar, bir oyuncak satın almanın veya bir lunaparka gitmenin neden imkansız olduğunu açıklamamayı tercih ederler. Ancak, yapmaları gerekir. Çocuklar pek çok şeyi fark ederler, ancak sorunu yanlış yorumlayabilirler ve mali yetersizlikten dolayı kendilerini suçlu hissedebilirler. Yanlış inançlar çocuğu yetişkin yaşamına kadar takip edebilir ve onu yalnızca para biriktiren ve harcamaktan korkan bir işkolik haline getirebilir ya da tam tersine, para israfını durduramayan bir harcayıcı olabilirler.