Cilt yenileme ve gençleştirme amacıyla uygulanan birçok anti-ageing tedavi yöntemi bulunduğunu dile getiren Uzm. Dr. Hüseyin Hıra, cilt sağlığını ve güzelliğini korumak için uyarılarda bulundu.
GÜNEŞTEN 4 MEVSİM KORUNUN
Güneşin zararlı ışınlarından dört mevsim korunmak gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Hüseyin Hıra, yeni yıla sağlıklı bir ciltle girmek isteyenlere önerilerini şöyle sıraladı:
"Güneşin zararlı ışınlarından dört mevsim korunun: Cildi olumsuz etkileyen faktörlerin başında kontrolsüz maruz kalınan güneş ışığı gelir. Bu güneş ışınları cildin renk tonu dengesini bozar, ciltte leke ve ince kırışıklık oluşumuna neden olur. Dolayısıyla daha güzel, pürüzsüz ve ışıltısını koruyan bir cilt için yaz-kış ayırmadan her mevsim düzenli güneş koruyucu krem kullanmak gerekir.
"Cildinizi temizleyin ve nemlendirin: Pürüzsüz bir cilt için cilt tipinize uygun bir yıkama ürünü ile günlük olarak yüzünüzü yıkayın ve bol su ile durulayın. Yıkamanın hemen ardından cilt tipinize uygun bir nemlendirici kullanmak, cildinizin nem dengesini koruyacaktır.
"Bol su tüketin: Yeterli miktarda ve düzenli su tüketimi, sağlıklı bir cilt için gerekli temel ihtiyaçlardan biridir. Sağlıklı bir cilt için günlük tüketilen su miktarı en az 2 litre olmalıdır. Düzenli tüketilen su miktarıyla doğru orantılı olarak cildinizin nem kapasitesi, elastikiyeti ve ışıltısı artacaktır.
"Uykunuzu alın: Cilt güzelliği için tavsiye edilen günlük uyku süresi 6-8 saattir. Eğer uykunuz yetersiz ve düzensizse, bedeninizin yorgunluğu cildinize yansıyacak ve cildinizde sağlıksız bir görünüm oluşacaktır. Uyku düzensizliği gözaltı morluklarına ve şişliklerine de sebep olacağı için yorgun ve yaşlı bir görünüme neden olacaktır.
"Sağlıklı beslenin: Güzel bir cilt sağlıklı beslenme ile mümkün olabilir. Sağlıklı bir beslenme için öncelikle katkı maddesi içeren ve işlem görmüş gıdalardan uzak durulmalı, protein içeriği yüksek, vitamin ve mineralden zengin gıdalar tüketilmelidir."
MASKE KULLANIMI DERİ EGZAMASINI ARTIRDI
Pandemi sürecinde, virüslerden korunmak için maske kullanımının oldukça önemli hale geldiğinin altını çizen Uzm. Dr. Hüseyin Hıra, maske kullanımın cildimizi nasıl etkilediği ile ilgili şu bilgileri paylaştı:
"Maske kullandığımızda nefesimizi verirken oluşan nem, maskenin altında kalan ısıyı artırmakta ve artan nemle beraber cilt bariyeri bozulmaktadır. Buna bağlı olarak pandemi döneminde deri enfeksiyonlarını ve sivilce benzeri döküntüleri daha sık görüyoruz. Maske ipinin kulak arkasında temas ettiği alanda sürtünme nedeniyle oluşan deri egzamaları da bu dönemde artan bir diğer sorun. Özellikle alerjiye yatkın olan hassas ciltlerde deri egzamaları kulak çevresinde oluşuyor. Maske ile cilt bariyerinde küçük bozulmalar oluşmaya başladığında hızlı bir şekilde bir hekime başvurup gerekli önlem alınmazsa deri bariyeri bozulduğu için deride kuruluk ve pullanma artıyor."
CİLDE UYGUN NEMLENDİRİCİ SEÇİLMELİ
Maske kullanımında derideki kuruluk ve pullanmanın arttığına dikkat çeken Uzm. Dr. Hüseyin Hıra, "Cildin temizliğini ve nem dengesini sağlamak için hassas ciltlere yönelik uygun bir temizleyici, tonik ve nemlendirici kullanılmalıdır. Bunun dışında herhangi bir tedaviye ihtiyaç varsa, hızlı bir şekilde başlanması gerekiyor" diye konuştu.
MAKYAJLA UYUMAK HATALI BİR DAVRANIŞ
Cilt bakımıyla ilgili en sık karşılaştığımız hatalı uygulamalardan birinin makyajla uyumak olduğunu hatırlatan Uzm. Dr. Hüseyin Hıra, "Güneş koruyucu kullanmamak, makyajla uyumak, cildi kontrolsüz bir şekilde sıkıştırmak, cilt tipine uygun olmayan bakım ürünlerini kullanmak, ürünlerin son kullanım tarihlerine ve kapak açıldıktan sonraki kullanım ömürlerine uymamak ve tıbbi yardım almak için dermatoloji uzmanına zamanında başvurmamaktır" dedi.
BESLENME ŞEKLİ GÖZ ARDI EDİLMEMELİ
Cilt için uygulanan detoks programlarının, cilde yapılan uygulamalara ek olarak bir beslenme programı ile gerçekleştirilebileceğini ifade eden Uzm. Dr. Hüseyin Hıra, "Cilt için detoks yaparken dikkat edilmesi gerekenlerden en önemlisi, yediğimiz ve içtiğimiz gıdalara dikkat etmektir. İşlenmiş ve hazır gıdalara ara vermek son derece önemlidir. Günde en az 2.5 litre su içmek vücudun en temel detoksudur. Cilt detoksu vitamin ve mineralden zengin meyve ve sebzelerin düzenli tüketimini kapsar. Özellikle lifli meyve ve sebzelerin cildi güzelleştirdiği kanıtlanmıştır. Lahana, havuç, domates, kabak gibi farklı renkteki meyve ve sebzeler gün içinde tüketilmelidir. Özellikle cildin ihtiyaç duyduğu Omega 3 ve Omega 6 gibi yağları karşılamak için balık, ceviz, badem, fındık ve zeytinyağı tüketilmelidir" şeklinde konuştu.
Cilt yenileme ve gençleştirme amacıyla uygulanan birçok anti-ageing tedavi yöntemi bulunduğu vurgulayan Uzm. Dr. Hüseyin Hıra, "Önemli olan yaşlanma sürecindeki sorunları doğru tespit edip, ihtiyaca yönelik tedaviler planlamaktır. Medikal cilt bakımı, botoks, dermal dolgu, peeling, lazer, altın iğne, radyo frekans, PRP, mezoterapi ve ip askı uygulamaları en sık tercih ettiğimiz tedavi yöntemleridir" ifadelerini kullandı.
RİSK FAKTÖRLERİNE DİKKAT EDİLMELİ
Soğuk kış günlerinin genel sağlığımızın yanı sıra cildimizi de olumsuz etkileyebileceğine değinen Uzm. Dr. Hüseyin Hıra, "Yüz, el ve ayak derisinde gelişen şiddetli ve rahatsız edici kuruluk kış aylarında ciltte en sık karşılaştığımız sorundur. Kuruluk belirginleştiğinde cildin nem ve yağ dengesini kaybetmesi sonucunda ciltte kepeklenme, çatlama, kızarıklık, kaşıntı, egzama gibi sorunlar gelişebiliyor. Kış aylarında cilt kuruluğunun en önemli nedeni soğuk hava. Bunun dışında rüzgâr, oda içerisindeki sıcak ve kuru hava, cildi kurutan giysiler, uzun süreli sıcak duş almak, hamam ve saunalarda uzun süre kalmak, kese-lif ve cildi kurutucu hijyen ürünlerinin kullanımı da cilt kuruluğu riskini artırabiliyor. Bu risk faktörlerinden uzak durarak ve cilt tipinize uygun düzenli bir nemlendirici kullanarak cildinizin aşırı kurumasını engelleyebilir, soğuk havanın sebep olabileceği cilt hastalıklarından korunabilirsiniz" diyerek uyarılarını noktaladı.