Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü'nden Prof. Dr. Alp Özgün Börcek, yaptığı açıklamada, "Kraniyosinostozun farklı tipleri bulunmaktadır ve her tip, etkilenen sütüre bağlı olarak farklı şekil bozukluklarına yol açar. En yaygın görülen tip olan skafosefali, sagital sütürün erken kapanmasıyla karakterizedir ve kafatasının ön arka çapının artmasına neden olur. Diğer taraftan metopik sinostoz sonucu alın bölgesindeki sütürün erken kapanması, kafatasının gemi burnu şeklinde sivrileşmesine yol açar. Kraniyosinostozun çoğu vakasında nedenler tam olarak bilinmemekle birlikte bazı sendromik vakalarda genetik faktörler etkili olabilmektedir. Bilmeniz gereken en önemli şey sizin yaptığınız herhangi bir şeyin bu hastalığa sebep olmadığıdır. Gebelikte içtiğiniz ilaçların, yediğiniz içtiğiniz şeylerin ya da geçirmiş olduğunuz bir kazanın bu hastalık ile bir ilişkisi bulunmamaktadır. Vakaların birçoğunda hastalığın neden oluştuğu bilinmemektedir" diye konuştu.
'BINGILDAĞIN OLMAMASI EN ÖNEMLİ BULGU'
Kafatasında şekil bozukluğu, alın bölgesinde kabarıklık-bombelik, şakaklarında çöküklük, baş çevresi büyümesinde gerilik ya da hiç büyümeme varsa dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Börcek, "Bıngıldağın anormal şekli ya da bıngıldağın olmaması, ele gelen kafatası yüzeyinden yüksekte sert bir çizgi şeklinde eklem hattı ve baş çevresi büyümesinde gerilik ya da hiç büyümeme Kraniyosinostoz hastası çocuklarda görülebilecek bulgulardır" dedi.
'3 İLE 6 AYLIKKEN GERÇEKLEŞTİRİLEBİLİR'
Prof. Dr. Börcek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cerrahi girişim, özellikle estetik problemleri ve potansiyel kafa içi basınç artışını önlemek amacıyla yapılmaktadır. Çeşitli cerrahi teknikler mevcut olup, hasta yaşı, genel sağlık durumu ve hastalığın tipi gibi faktörler, müdahale yönteminin seçiminde belirleyici olmaktadır. Genellikle cerrahi müdahaleler bebekler 6 aylıkken yapılır. Bu, beyin ve kafatasının büyüme potansiyelinden en iyi şekilde yararlanılmasını sağlar. Ancak sagital sinostoz gibi nispeten daha basit durumlarda, cerrahi müdahale 3 ile 6 aylıkken de gerçekleştirilebilir. Her cerrahi müdahalede olduğu gibi, kraniyosinostoz operasyonları da bazı riskler taşımaktadır. Ancak tecrübeli bir ameliyat ekibi, bu riskleri minimuma indirebilir. Ameliyat sonrası, bebekler genellikle kısa bir süre yoğun bakımda kalmakta ve ardından hızla normal hayata dönmektedir" ifadelerini kullandı. (DHA)