Bebekler doğdukları andan itibaren bakım ve sevgi görmek ister. Yetişkinlik dönemlerinde mutlu ve sağlıklı birer birey olabilmeleri için annesiyle güvenli bağlanma yaşamaları şarttır. Tabii, anne dışında bakım veren başka bir kişi varsa güvenli bağlanma onunla sağlanmalıdır. Peki, güvenli bağlanma nedir, nasıl sağlanır? Güvenli bağlanma sağlanmadığında neler olur? Yetişkinlik döneminde ortaya çıkan hangi davranışlar güvenli bağlanma döneminde yaşanan sorunlardan kaynaklanır? Hepsini eğitimci, akademisyen yazar, Dr. Özgür Bolat ile konuştuk.
- Güvenli bağlanmak ne demek?
- Güvenli bağlanma bebekte, anne ve babanın sevgisini her zaman tam ve tutarlı şekilde aldım inancıdır. Çünkü annesine en çok bağlı olan tür insandır. Bebek doğduğu andan itibaren, "Ben güvende miyim, bana bakım veriyorlar mı? diyor aslında. Bakım veren kişinin bebeğin bu ihtiyaçlarını karşılaması gerekiyor. Aksi halde bebek hayatta kalamaz. Ama güvenli bağlanma için bakım vermek yetmiyor. Çocuğun duygularına tutarlı olarak karşılık vermek gerekiyor. Eğer bebek, bakım verenin duygularını tutarlı buluyorsa, "Anne ve babamın sevgisine güvenebilirim" diyor ve güvenli bağlanma gelişiyor.
- Peki, aileler güvenli bağlanmayı nasıl sağlar?
- Anne ve babanın yüz ifadesi çok önemli, çünkü bebek güvende olup olmadığını onların yüz ifadelerinden anlıyor. Hatta kendi yüz ifadesine karşılık bulamayan bebek hemen ağlamaya başlar. Kendini güvende hissetmez çünkü. Emzirme, bebek giyinmesi, yakın uyuma, dokunma gibi bazı güvenli bağlanma fırsatları vardır. Emzirme güvenli bağlanmayı sağlar derler ama emzirme güvenli bağlanmayı sağlayan bir fırsattır. Yani anne emzirirken bebeğiyle anda kalırsa, sevgiyle çocuğu ile uyumlanırsa, güvenli bağlanma sağlanır.
- Yani, emzirirken bebeğe değil cep telefonuna bakıp sosyal medyada neler olmuş bir bakayım diyen anneler güvenli bağlanma fırsatını da itmiş mi oluyor?
- Uyumlanmadıysa, şansı azalır tabii. Mesela sütü olmayan bir anne, bebeğini biberonla beslerken onunla göz teması kuruyor, konuşuyor, mimiklerini kullanıyor veya uyumlanıyorsa, o bebek, emzirirken telefonuyla oynayan annenin bebeğinden daha çok güvenli bağlanır.
- Güvenli bağlanmama nedir?
- Anne ve baba; çocuğun duygularına karşılık vermezse, çocuk "Ben anne-babamın sevgisine güvenemem.
Sevgi istediğimde bana sevgi gelmiyor" der. Mesela, "Çocuklarımı çok seviyorum ama sarılıp öpemiyorum" diyor bazı ebeveynler. Ebeveyninden sevgi görmeyen çocuklar, "Duygularımı açarsam karşılık görmüyorum" diye düşünüyorlar ve hayatta da "Ne yap ne et ama sakın reddedilme" diye yaşamaya başlıyorlar. İşte böyle kaçıngan bağlanan çocuklar, büyüdüklerinde duygularını ifade etmekte zorlanıyorlar. Ne hissettiklerini anlayamıyorsunuz.
- Bir de kaygılı bağlanma var, o nasıl oluşuyor?
- Eğer anne-baba çocuğuna sevgisini bir verip bir vermezse, yani sevgi konusunda tutarsızlarsa, çocuk kaygılı bağlanma yaşıyor.
Çocuk, "Annem beni seviyordu ama şimdi küstü. Ne oldu ki?" diye düşünüyor. Bu çocuklar yetişkinlik döneminde "Ne yap et ama terk edilme" diyorlar. Genelde çok verici oluyorlar. Bir ilişkiye girdiklerinde kendilerini feda ediyor ve şüpheci oluyorlar.
SORUNUN KAYNAĞI ÇOCUK DEĞİL, EBEVEYN
- Peki, doğru söylemler nasıl olacak?
- Çocuk tokum diyorsa zorlamayın. Zorla yedirmek onu kaçıngan bağlanmaya götürür. "Annem bana inanmıyor. Neden söylediğime değer verilmiyor?" diye düşünür. Evrendeki herkes zaten karnını doyurmak ister. Çocuk istemiyorsa gerçekten toktur veya baskıya direnç gösteriyordur. Bu cümleleri kurmamak için beslenme kültürü kurun. Beslenme saatleri belli olsun. O saatte masaya oturun, çocuk istediği miktarda yesin. Yemeğe değil, anne babaya direniyordur zaten. Bu da daha farklı bir sorunun işaretidir. Eşinize zorla yemek yedirmiyorsanız, çocuğunuza da yediremezsiniz. Çocuk bunu sorgular çünkü. Çocuk yemek yemeyince, neden çok üzülüyoruz? Bunu kendimize soralım ve üzüntünün kaynağını düşünelim. Çocuk istediğimizi yapmayınca, öfkeleniyorsak; neden öfkeleniyoruz, bunu kendimize soralım. Otoritemiz sarsıldığı için öfkelendiysek, neden sevgi ilişkisi değil de otorite kurmak zorundayım? Sorusunun yanıtını bulalım.