Deprem felaketini yaşayalı üç haftayı geride bıraktık. Dayanışma halinde yardımlaşarak yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz. Depremi birincil ve ikincil dereceden yaşayan herkeste bir takım travmalar oluştu. Bunları çözüm yöntemleri farklılık gösterebilir ama uzmanlar da rutinlerimize devam etmemiz gerektiğiniz söylüyor. Öncelikle dayanışma halimizi kaybetmeyerek, normalleşme sürecine girmek zorundayız. Ülkemizin yaralarını sarmak için hepimizin güçlü olması da gerekiyor. Özellikle çocuklarımızın ruh halini takip etmek biz ebeveynlerin birinci görevi. Peki, çocuklarımız normalleşme sürecine nasıl girecek? Aileler bu süreci nasıl yönetmeli? Yaptıkları resimler ve etkinlikler çocuğun psikolojisi hakkında ne tür mesajlar veriyor? Hepsini psikolojik danışman Aleyna Nazlıcan Aday ile konuştuk. Her gelişim dönemindeki çocuk için ortak bazı noktalar vardır ve ebeveynlerin normalleşme sürecinde bunları kullanmaları oldukça fayda sağlayacaktır. Aşağıdaki öneriler ile çocuklarınızın kendilerini güvende hissetmesini sağlayabilirsiniz.
Çocuklara onları anladığınızı hissettirmelisiniz. Ebeveyni tarafından duygularının kabul edildiğini, düşüncelerinin anlaşıldığını ve davranışlarına müsaade edildiğini hisseden ve gören çocukta zedelenen güven tekrar inşa edilir. Çocuk bu süreçte yalnız olmadığını, destek kaynaklarının olduğuna inanır.
Ebeveynler çocuklarıyla bulundukları gelişim döneminin seviyesine uygun olarak anlayabilecekleri bir üslupla yaşadıkları olayın etkisini, depremin varlığını ve önlemler alınması gerektiğini paylaşmalıdır.
Çocukların gerek enkaz altında gerekse kurtulduktan sonra içlerinde tuttukları ve dışarı vuramadıkları duygularını ve düşüncelerini yansıtmaları için oyunlar, oyuncaklar, çizimler, fiziksel aktiviteler gerçekleştirebilsinler diye alan tanınmalıdır.
Geleceğe yönelik olumlu bakış açılarını geliştirmelerine ve aktif tutmalarına yarar sağlayacak destek kaynaklarını bulmaları gerekmektedir. İnançlar, duygular, hayaller, sosyal temas, mantıksal düşünceleri olabilir. Bu süreçte onlara iyi gelen ve olumlu düşünmelerini sağlayan hangi destek kaynağı bulunuyorsa o alanı pekiştirmeleri gerekmektedir.
Ebeveynlerin kullanımına açık olan olay hikâyesini çağrıştıracak hikayelerin okunması fayda sağlar. Çocuk kitap kahramanı ile kendisi arasında bağlantı kurarak yaşadıklarını anlamlandırır.
Aileler, onlara güvende olduklarını somut olarak hissettirmeleri için deprem tedbir planı yapılabilir. Her aile üyesinin duracağı alan, gireceği pozisyon canlandırılabilir. Deprem çantası hazırlanabilir.
Nefes egzersizleri öğretilebilir ve ailecek deneyimlenebilir. Dikkatlerini kendi vücutlarına çekmeyi başaranlar, yaşanılan anda kalacaklar ve bu da onları daha rahat ve güvende hissettirecektir.
Ebeveynleri olarak bunun bir süreç olduğu verilen tepkilerin, yaşanılan duyguların normal olduğu zamanla ve azalacağı hatırlatılmalı. Normalleşme bu adımlar uygulandıkça hayat akışında sizleri bulacaktır. Okula dönmeleri, arkadaş grupları ile iletişim kurmaları, rutinlerine geri dönmeleri çok önemlidir. Yaşadıklarını anlamlandıran çocuklar gelecekleri için çabalamaktan da vazgeçmeyeceklerdir."
GÜNEŞ ANNEYİ SİMGELER
"Güneş çocuk resimlerinde anneyi simgeler ve biz çocuklardan genellikle güneşi çizmelerini bekleriz. Sevdiklerini kaybeden ve bu durumdan travmatik etkilenen çocuklar bu süreçte güneş çizmeyi reddedebilir, güneşin önüne geçen bulut, yağan yağmurlar ya da şimşek resimleri çizebilir. Travma mağduru olmayan iyilik hali devam eden çocukların ise gökkuşağı ve güneş resimlerini çizmesi beklenmektedir. Çocuk resimlerinde abartılı şekilde göze çarpacak düğmeler, büyük ve sivri burun çiziyorsa bu durum bize cinsel istismarı çağrıştırabilir. Deprem sonrası çocuk ebeveynlerinden uzakta veya yalnız kalmışsa güvenli bir bölgede değilse farklı bir travmayla karşı karşıya kalmış olabilir. Bu yorumu ve diğer tüm çizimlerin yorumlarını doğru bir şekilde yapabilmemiz için çocuğun hikayesini, algıda bütünlük ve gerçeklik halini değerlendirmemiz gerekmektedir."
YAŞA GÖRE İFADE EDİŞ ŞEKLİ DEĞİŞEBİLİR
Diğer taraftan çocukların çizdiği resimler size ruh hali hakkında bilgiler verecektir. Peki, çizilen resimleri nasıl okumak gerekir? Yanıtını Aleyna Nazlıcan Aday'dan aldık. "Öncelikle çocukların resimlerini doğru analiz edebilmemiz için onların hikayesini bilmemize ihtiyaç vardır. Gelişim görevlerini başarılı bir şekilde tamamlamış mı, anne ve babasıyla hangi bağlanma stiline sahip, daha önce onu zorlayacak bir olaya maruz kalmış mı, travma etkisi yaratacak bir durumu deneyimlemiş mi? Bu soruların cevapları bizim için önemli çünkü yaşanılan deprem çocukların geçmişteki var olan travmalarını da tetiklemiş olabilir. Çocuk belki şu anki depremi birincil olarak deneyimlemedi sadece şahit oldu, haberlerde görmüş olabilir ancak onun öncesinde bir trafik kazası, sevdiği kişinin ölümü gibi travmatik olayları yaşaması bile yaşamadığı depreme karşı da semptom geliştirmesine neden olabilir. Ruh sağlığı uzmanı olarak çocukların varsa ebeveynlerini dinleyebilir veya çocuklardan kendi hikayelerini anlatmalarını isteyebiliriz. Ancak bazı çocuklar yaş döneminin de özelliği olarak hayat hikayesini anlatabilecek olgunluğa erişememiş olabilir. Bizler her ihtimali düşünerek, projektif teknikler kullanarak çizdiği resimlerden onları tanımaya çalışmalıyız. Resimler çocukların hissettiği duyguları, var olan düşüncelerini, yapmak istedikleri veya yaptıkları davranışları ifade edebildikleri bir kanaldır. Travma sonrası çocuklar hayalle gerçeği ayırt etmekte güçlük çekebilir, konuşmayı reddedebilirler. Hazır olana kadar sözel iletişim kurmak için zorlanmamalıdırlar. Ancak resim çizmek onlar için bir görev değil etkinlik olacağı için bunu kabul edebilirler. Çocuklar deprem sonrasında resimlerinde mezarlıklar çizebilir, bu karşı karşıya kaldığı ölüm olgusunu somutlaştırarak anlamlandırmaya çalıştığının göstergesi olabilir. Yıkılan evleri, okulları, park ve bahçeleri resimlerinde görülebilir, burada bize yaşadığı veya şahit olduğu durumu anlamlandırmaya çalıştığını gösteriyor olabilir. Bu, kabulün de göstergesidir. Çünkü evler yıkılabilir.
'Benim de evim yıkıldı' (Çocuk için onun da evi yıkıldı)
Buradaki tüm evler mi yıkılmıştı?
Bir tane bile yıkılmayan ev var mıdır? Cevaplarına göre iletişime devam edilebilir.
Ve yıkılmayan ev bulunduğunda 'Sence bu ev nasıl yapılmış da yıkılmamış?'
Sence burada evlerin sağlam kalması için neler yapılabilir?
Sen de sağlam bir evin olmasını ister misin?
'Hadi çizelim' diyerek çocuğun geleceğe yönelik olumlu bakış açısı oluşturması desteklenebilir. Çocuk ona yardım eden insanların resimlerini çizebilir. Ancak çocuğun bu durumu yaşına göre ifade ediş şekli değişiklik gösterebilir. Hemşire, polis, asker, doktor, öğretmen ayrımını yapamaması normaldir. Ama kurtarıcı onun için bir süper kahramandır ve resimlerinde onu çizmesi muhtemeldir. Bizler buradan çocukların yaşadıklarının farkında olduğunu, yaşadıklarını somutlaştırma ihtiyacı hissettiklerini ve kabul aşamasında olduklarını anlayabiliriz. Kendi ailesinden kaybettiği kişiler varsa resimlerinde onları da çizebilir. Ölmüş olarak çizmesi kabul etmeye çalıştığını, yas sürecinde olduğunu bize göstermektedir. Ailesiyle mutlu bir anını çizebilir. Bu özlem duyduğu ve var olan ihtiyacının ne olduğunu anlamamız için yarar sağlayabilir. O an güvenli bir bölgeye ihtiyacı vardır ve ailesi onun için bunu sağlayan kaynaktır. Aile ile birlikte etkinliklere ağırlık verilmesi önerilebilir. Çocukların resimlerinde tercih ettikleri renkler de derin anlamlar içermektedir. Eğer çocuk resimlerinde siyah ve kırmızı rengi yoğun ve sürekli olarak kullanıyorsa bu du - rumda ruhsal dünyasında zorlandığı ve çözüme kavuşturamadığı bir probleminin olduğu anlamını çıkarabiliriz. Çünkü siyah renk genellikle depresiflik, çaresizlik ve umutsuzluk gibi hislerle bağdaştırılır. Derin yaraları olmayan, travma etkisinden kurtulmuş, problemleriyle baş edebilen çocuklar, resimlerinde genellikle mavi, yeşil gibi sakinlik anlamına gelen renkleri ya da sarı, turuncu gibi genelde neşeli olmayı gösteren renkleri tercih etmektedirler."