Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKUR TEMSİLCİSİ İBRAHİM ALTAY

Yeni dergiler, yeni fikirler

Son iki yıl içerisinde yayımlanmaya başlayan Lacivert, Notlar, Kriter, Cins gibi mecmualar fikir dergiciliğinin bitmek şöyle dursun yeni bir atılımın eşiğinde olduğunu gösteriyor

Cemil Meriç dergiyi 'hür tefekkürün kalesi' ilan etmişti. Kitap fazla ciddi, gazete fazla sorumsuzdu ona göre. Gazete okununca bitiyor, kitap okununca dahi bitmiyordu. Öte yandan dergi "serseri ama taze ve sıcak bir tefekkür"dü. Doğrudan damara giriyordu. Tek bir insanın eseri yahut tek bir düşüncenin yankısı değildi kitap gibi. Bir zekalar topluluğunun muhasalası, bir neslin vasiyetnamesi, bir başka deyişle mesajıydı. Bu yüzden Meriç kapanan her dergiyi kaybedilen bir savaş, bir hezimet yahut intihar olarak görüyor; arkasından ağıt yakıyordu.
Gerçekten de Osmanlı'dan Cumhuriyet'e devreden matbuat tarihi ve dergiciliğin bu tarih içindeki müstesna yeri tetkik edildiğinde mecmuanın tefekkür tarihimizde mühim bir mevki işgal ettiği görülür. Dergi fikirle özdeşleşmiştir; bu fikrin beşeri yahut tabii bilimlerin hangi sahasında inşa edildiği mühim değildir. Mizah ya da sanat, tıp ya da siyaset dergisi olabilir; dergiler zihinsel inşa sürecinde kurucu bir rol üstlenmiştir.

PROPAGANDA
Dergiciliğin ontolojisini incelediğimizde bidayette bir dert olduğunu fark ederiz. Önce bir ideolojik nüve teşkil edilir. Tıpkı 1911 yılında 111 Askeri Tıbbiye talebesinin Karacaahmet Mezarlığı'nda toplanıp Türk Ocakları'nı kurması gibi.
Sonra bu ideolojinin kitleye teşmili için bir vasıtaya ihtiyaç duyulur. 1912 yılında yayın hayatına başlayan ve fasılalarla da olsa misyonunu halen ifa etmeye devam eden Türk Yurdu mecmuası gibi.
İslamcılar, Batıcılar, liberaller, anarşistler yahut solcular açısından da durum farklı değildir.
Dergiler halkın haber alma ihtiyacını karşılamak gibi naif bir gerekçeye istinad etmezler. Öncelikleri bilgilendirmek değil, bilinçlendirmektir. Bir düşünceyi savunmak için bir araya gelen insanlar tarafından kurulup yaşatılırlar. Meriç'in 'kale' metaforu bence bu zaviyeden bakıldığında anlam kazanır.
Uzun dergicilik tarihimizi birkaç paragrafta özetlemek kabil değil ama kısaca söylemek gerekirse bütün fikir dergilerinin motivasyonu kabaca budur. Öncelik propagandadır. Sebilü'r-Reşad, Aydınlık, Genç Kalemler onlarca yıl sürecek fikri tartışmaların ilk temsilcileri konumundadır. Kadro dergisi genç Cumhuriyet'in kurucu ideolojisinin ne olacağına karar vermiştir. Bu kurucu rol edebiyat akımları için de geçerlidir. Servet-i Fünun, Malumat, Dergah, Anadolu, Resimli Ay gibi dergilerle başlayan münazara Büyük Doğu, Diriliş, Varlık, Kitaplık vb dergilerle devam etmiştir.

BOCALAMALAR
Son 20 yıla girdiğimizde iki temel eğilim vücuda geldi. Bunlardan birini vehim diğerini endişe olarak tanımlayabiliriz. Metalaşmanın getirdiği ruhsuzlaşma ve yıpranma gerçekti, dergiciliğin modasının geçtiği endişesi gerçekleşmedi.
Doğrudur; küreselleşme Türkiye'yi de küresel dergilerin bir distribütörü haline getirdi. Özellikle büyük medya gruplarının dergicilik işine el atması ve dergileri bir toplumsal mühendislik aracı haline getirme çabası ciddi bir tek tipleşme ve ticarileşme sorununa yol açtı. Piyasada amatörlüğe ve ihtiyarlara yer kalmadı. Bu da beraberinde ciddi bir erime ya da başkalaşma sorununu getirdi.
Buna ek olarak, çok değil 10 yıl önce, ulaşım, iletişim ve bilişim alanında yaşanan gelişmelerin ciddi bir hız gerçeği ortaya çıkarmasının, teknolojik inkişafın zamanla mekan arasındaki sürtünmeyi hemen hemen yok mesabesine indirmesinin, gazeteye göre daha ağırbaşlı ve kolektif bir çaba gerektiren dergiciliğin altın ve gümüş değil bronz çağını da nihayete erdirmesi bekleniyordu. Dergi yok olmaya mahkum bir ara tür olarak görülüyordu.
Dergicilik şekil değiştirdi fakat bu kehanet gerçekleşmedi.

YENİ DERGİLER
Kehanetin gerçekleşmediğini geçirdiği kısa bocalamanın ardından fikir dergiciliğin yeniden canlanmaya başlamasından anlıyoruz. Son birkaç yıl içerisinde yayın hayatına giren ve fenomen olma iddiası taşıyan dergiler oldu.
Turkuvaz Medya Grubu bünyesinde çıkan Lacivert ikinci yaşını geçtiğimiz günlerde kutladı.
Nevi şahsına münhasır, nevzuhur bir mecmua olarak iki yılda kendi okur kitlesini buldu; hazırladığı dosyalarla gündem oluşturdu; politikanın biraz içinde biraz dışında kalarak, yepyeni bir dil konuşarak dergicilikte yapılacak atılımların bitmediğini gösterdi. Benim de sadece yazdığım değil aynı zamanda okuduğum bir mevkute olmayı başardı.
Sözünü etmek istediğim ikinci dergi notlar.
Ben Mülkiye'de taze kendisi de Ankara Hukuk'ta kart bir öğrenci iken tanıştığımız Murat Erol'un genel yayın yönetmeni olduğu, Sait Mermer gibi önemli yazarlar çevresinde şekillenen, Ankara menşeli dergi. Murat Erol, bundan tam 15 yıl önce, kimse kavramın ve öneminin farkında değilken, Cebeci'nin arka sokaklarındaki yürüyüşlerimiz sırasında 'yerlilik' konusundaki düşüncelerini dinlemekten büyük mutluluk duyduğum kişidir. Dördüncü sayısı çıkan Notlar çıtayı giderek daha yükseklere koyuyor ve her sayısında biraz daha derinleşiyor.
Yerlilik demişken ilk sayısı geçtiğimiz günlerde yayımlanan Kriter dergisini de unutmamak gerekir. Açılışını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan röportajıyla yapan Kriter, yine onun ağzından 'Kriterimiz yerlilik ve millilik olmalı' kapağıyla çıktı. İlk sayısıyla gazetelerde yerini aldı, yazı ve dosyaları tartışıldı. Yayıncısı SETA olmakla birlikte dergi sadece bünye içerisindeki araştırmacıların değil, çok geniş bir çevrenin katkılarıyla yayımlanıyor ve kalıcı olma iddiası taşıyor.
Bu çerçevede İsmail Kılıçarslan, Furkan Çalışkan gibi isimlerin baniliğinde çıkarılan ve kültürel iktidar meselesini tartışmaya açarak yayın hayatına başlayan Cins dergisinden de söz etmek gerekir.
Şüphesiz bütün dergilere yer veremedik ama yeri gelmişken okurlarımıza hatırlatalım: Sirkeci Tren İstasyonu'ndaki Türkiye Dergiler Birliği'nin bu yıl yedincisini düzenlediği Uluslararası Dergi Fuarı var. 20 ülkeden 305 dergiyi ağırlayan fuar 10-15 Mayıs arasında açık olacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA