Küresel piyasaları geçen hafta Amerika'dan ve Avrupa'dan gelen haberler yönlendirdi. ABD'de ikinci çeyrek büyüme hızı beklenenden yüksek açıklanırken aynı gün ABD Merkez Bankası'nın (Fed) tahvil alım programını azalttı. Yine aynı gün Arjantin'in bankalarla yaptığı görüşmeler sonuçsuz kaldı ve temerrüte düştüğü açıklandı.
Avrupa cephesinde ise ekonomilerin durgunluktan çıkamadığına yönelik veri akışı sürerken Rusya'ya uygulanan yaptırımların sertleşmesi kaygıları artırdı. Bilanço açıklayan Avrupa şirketlerinin karlılığı azalırken bunda yaptırımların etkisi gözlendi.
İflas eden Portekiz'in ikinci büyük bankasıyla ilgili sorunlar hala kontrol altında tutulmaya çalışılıyor. Bununla birlikte Banco Espirito'nun iflasının Avrupa borsalarındaki geçen hafta da sürdü. Avrupa için küçük bir banka olan Portekiz bankasının bilançosunun delik deşik olduğunun ortaya çıkması ve bunun piyasalara etkisi örneğin bir İspanyol ya da İtalyan bankasının batması durumunda olayların nasıl kontrolden çıkabileceğine de örnek teşkil ediyor.
Geçen haftanın sürprizi ABD'de çok iyi gelen büyüme rakamıydı. Yüzde 4 olarak açıklanan rakam aslında birçok tahminin biraraya gelmesinden oluşuyor. Bu nedenle daha sonra açıklanacak rakamlarda önemli değişiklikler olabiliyor. Yüzde 4 rakamının oluşumuna bakıldığında çok iyimser tahminler içerdiği görülüyor. Ağustos ve eylül sonunda yapılacak revizyonlarla büyüme hızı yüzde 2 civarına, hatta yüzde 2'nin bile altına gerileyebilir.
Fed toplantısı sonuçlanmadan önce gelen bu rakam, toplantıdan tahvil alımlarının azaltılması yönünde bir karar çıkmasını kolaylaştırdı. Son duruma göre, 16-17 eylülde alımların 10 milyar dolar daha azaltılması ve 28-29 ekimdeki toplantıdan sonra alımların tamamen durdurulması bekleniyor.
ABD'nin büyümenin çok iyi açıklanması, faiz artırımı için beklentileri de öne doğru çekti. Fed'in alımları durduracak olması, ardından faizlerin yükseleceği beklentisi, diğer olumsuz gelişmelerle birleşince borsalarda sert satışlar geldi. Gelişen piyasalardan sıcak para çıkışları bir anda hızlanırken, dolar ve faiz yükselişe geçti.
Sıcak para çıkışlarının kalıcı bir trende dönüşüp dönüşmeyeceğini söylemek için erken. Dünyanın büyük bir durgunluğa ilerlediği tahminim değişmedi ve hala bununla ilgili sürecin ilk ayağındayız. Büyüme beklentilerinin yerini durgunluk ve daralma endişeleri aldığı zaman merkez bankaları bir daha gaza basacak ancak bu çabalar bu kez ters tepecek. Bu senaryoya göre borsalar, durgunluk nedeniyle sert bir çöküş yaşamadan önce aşağı ve yukarı dalgalanmaya devam edecek. Gelişen piyasalardan dönem dönem para çıkışları olsa bile özellikle ABD endeksleri toparlanarak yeni rekorlar kırmaya devam edebilir.
EKONOMİ DURDU
İmalat sanayi satın alma yöneticisi endeksi (PMI), haziran ayındaki 48,8 seviyesinden temmuzda 48,5´e gerileyerek Nisan 2009´dan bu yana en düşük değeri aldı. Endekste 50´nin altındaki seviyeler daralmaya işaret ediyor. Endeks ekonominin 2008 krizinin hemen sonrasındaki seviyelere kadar yavaşladığını gösteriyor.
Avrupa ekonomilerinden daralma işaretleri gelirken Türkiye ekonomisi de durma noktasına doğru ilerliyor. Merkez Bankası'nın zaten gelmekte olan durgunluğa hızla faiz indirirek karşılık vermesi gerekirdi. Türkiye'nin önemli ihracat pazarları olan Rusya ve Irak'taki gelişmelere karşın Merkez Bankası'nın faiz indirimlerini hızlandırmaması, sonuç olarak geç kalınmasına neden oldu.