İspanya'nın güneyindeki Endülüs, pencerelerinden sardunyalar sarkan evleri, köşe başlarındaki sokak çalgıcıları, caddeleri süsleyen portakal ağaçlarıyla tarihten kopup gelen bir masal diyarını andırıyor.
Giriş Tarihi: 28.01.2013 13:38
Güncelleme Tarihi: 26.01.2018 11:36
Yüzyıllarca emir, halife ve sultanlar tarafından yönetilen Endülüs, Akdeniz ve Atlantik arasındaki konumuyla üç bin yıl boyunca İber Yarımadası'nın kültürel ve ekonomik merkezi olmuş. İspanya'daki 800 yıllık Arap egemenliği kendini konuşulan dilde de gösteriyor. Bugün İspanyolcada Arapçadan gelme birçok kelime var. Geçmişin zenginliğini bugünün şıklığıyla harmanlamış zarif bir şehir olan başkent Sevilla, Arap medeniyetinin doruk noktasına ulaştığı Kordoba ve 1492'ye kadar sanatçıların, tüccarların ve bilim insanlarının merkezi olmuş Granada'yı görmeden ölmemek gerekiyor. İşte Jolly Tur ile Endülüs yolculuğu... SevIlla: Şehir Arapça "akan büyük su" anlamındaki Guadelkebir'den ismini alan, 600 km. uzunluğundaki Guadalquivir Nehri ile ikiye bölünmüş. İki bölümü köprüler birleştiriyor, ki bu köprülerin üzerinden şehri seyretmek büyük huzur veriyor. Bu köprülerin en ünlüsü, fenerlerle süslü olan Triana Köprüsü. Santa Maria Katedrali ise Sevilla'nın en önemli simgelerinden. Zira inşasına 15. y.y.'da başlanmış ve yapımı neredeyse bir asır sürmüş. Arap gotik ve Rönesans tarzı sarayların yan yana yükseldiği krallık malikânesi Alkazar da Sevilla'da kendine hayran bırakan yapılardan. 13. y.y.'dan kalan Altın Kule ve 51. Paula Rahibeler Manastırı da mutlaka görülmeli. Cordoba: Şaşırtıcı mimarisi, görkemli tarihi, beyaza boyalı duvarları ve dolambaçlı sokakları ile adeta bir harikalar diyarı Cordoba. Cordoba denilince yapımına 785 yılında başlanan ve 987'de tamamlanan, batı İslam sanatının en etkili yapılarından biri olan bin sütunlu ve otuz bin kişilik Cordoba Camii geliyor. Çift kemerli sütunlardan oluşan bu muhteşem yapı içerisinde ibadet edilen şapeller, bugün kilise olarak kullanılan bölüm, vaftiz eşyalarının sergilendiği oda, caminin yapımında çalışan her milletten işçilerin isimlerini yazdıkları küçük tabletlerin sergilendiği bölüm gibi alanlar bulunuyor. Camiden çıkılınca Cordoba sokaklarına yöneliyorsunuz. Burada sağlı sollu küçük tapas barlar, kafeler, hediyelik eşya dükkânları yer alıyor. Biraz ilerleyince ise Mayor Meydanı'ndaki Musevi Mahallesi'ne ulaşılıyor. Musevi Mahallesi en ünlü turistik yerlerden biri. Burada daracık sokaklar, çiçeklerle süslü balkonlu evler, şirin kafeler yer alıyor.
Granada: İki yüksek tepenin arasında kurulmuş olan yerleşim merkezi, İspanya'nın Madrid'den sonra ikinci büyük üniversite şehri. Endülüs'de kıyı şehri olmadığı halde, büyük teras, bahçe ve avlulu şık evleriyle biraz daha sayfiye havasında olan bir şehir. Şehrin en önemli turistik değeri Elhamra Sarayı. Elhamra bugün yeniden seçilmeye çalışılan dünyanın yedi harikası sıralamasında lider durumunda. V Karl Sarayı ise dünyanın dört bir yanından getirilen çiçeklerle süslü bahçesi, çeşit çeşit balıkların yüzdüğü süs havuzu ve mimarisiyle Binbir Gece Masalları'ndaki efsanevî sarayları anımsatan bir cennet. Granada sokaklarının duvarları bir sokak ressamı olan El Nino'nun resimleriyle dolu. En ünlü meydanlarında çok sayıda kafe ve mağaza bulunabilir. Granada'ya gitmişken Flamenko gösterisi izlemeden dönmemenizi tavsiye ederiz.
TorremolInos: Endülüs bölgesindeki en popüler, en çok turist alan şehirlerden biri. Beyaz kumsalları, gece hayatı, restoranları ile bu şehir, eğlence anlamında geniş bir yelpaze sunuyor. Alışverişin merkezi olan Calle San Miguel'de çok sayıda ünlü markanın mağazası dışında yöresel hediyelik eşya satan dükkânlar ve ucuz tekstil alışverişi için çok sayıda mağaza bulunuyor. Şehirde sabahın ilk ışıklarına kadar eğlencenin devam ettiği yer ise Avda Palma Da Mallorca.