Geçenlerde 9 ve 11 yaşlarındaki iki oğlum tabletten 'Hababam Sınıfı' izliyorlardı. Defalarca izlememe, replikleri ezbere bilmeme rağmen dayanamadım, ben de katıldım onlara. Babam izlerdi, ben izlerdim, çocuklar izliyor, muhtemelen torunlar da izleyecek. Bunun adı Yeşilçam mucizesi, dünyada da fazla örneği yok.
Önceki gün bu mucizenin kahramanlarından sevgili Ayşen Gruda'yı kaybettik. Çocuk olsaydım hüngür hüngür ağlardım herhalde. Tren makinisti olan babası vefat edince, lise 2'de okulu bırakıp çalışmaya başlayan Gruda'nın ilk rolü 1962 yılında 'Kongre Eğleniyor' adlı vodvilde bir hizmetçi karakteriydi. Gruda, 16 senelik tiyatro kariyerinin ardından 1977'de TRT'nin skeçlerinde rol almaya başladı ve o skeçlerden birinde canlandırdığı 'Domates Güzeli Nahide Şerbet' karakterinin ardından 'Domates Güzeli' olarak anılmaya başladı. 'Domates Güzeli'nin birçok yakışıklı prensinin olduğunu da Gruda'nın daha sonra verdiği bir röportajda öğrendik.
'Bizim Sınıf', 'Hisseli Harikalar Kumpanyası', 'Deve Kuşu Kabare', 'Yedi Kocalı Hürmüz' gibi birçok tiyatro oyunu ve müzikalde rol alan Gruda'nın muhteşem sinema kariyerini anlatmaya gerek yok herhalde. 'Hababam Sınıfı',
'Bizim Aile', 'Aile Şerefi', 'Tosun Paşa', 'Çöpçüler Kralı', 'Neşeli Günler', 'Şark Bülbülü', 'Gırgıriye' serisi vs. Gruda, Ertem Eğilmez gibi birçok usta yönetmenin filmlerinde rol aldı. Birçok efsane gibi o da bizi hep güldürdü, hayatımıza renk kattı. Şimdi daha çok dizi ve film çekiliyor ama Yeşilçam yıldızlarının yeri dolmuyor. Yeşilçam devlerinin samimiyeti, içtenliği şimdiki oyuncularda yok. Elbette bu durum biraz da dönemsel; hayatın amatörce yaşandığı efendi zamanların Türkiye'si artık geride kaldı.
Kemal Sunal, 'Çöpçüler Kralı'nda Ayşen Gruda'ya "İki gözümün çiçeği" derdi. Umarım cennette buluşurlar. Hoşçakal iki gözümün çiçeği, bizden selam söyle Adile Abla'ya, 'Damat Ferit'e, 'Güdük Necmi' ve diğerlerine.