Terör saldırılarından sonra sosyal medyada, gazetelerde, televizyonda herkes terör uzmanı kesiliyor, herkes terörü lanetliyor, birbirini suçluyor.
Siyasetçiler de aşağı yukarı aynı cümleler kuruyorlar. Elbette içten içe sevinen, hatta sosyal medyaya 'Çevik kuvvete olmuş, oh olsun size', 'Bomba polis aracınaymış, puhahahaha' diye yazıp bu sevinci saklamayanlar da var. Ama ateş düştüğü yeri yakıyor.
Son saldırıda hayatını kaybeden pırıl pırıl bir delikanlı olan Berkay Akbaş'ın babası Salim Akbaş, şöyle diyor:
"19 yaşında. Tıp Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi.
İstanbul'a Ankara'dan sınav sonrası sadece iki günlüğüne geldi.
Gezmek için geldiler.
Tesadüfen taksiyle oradan geçiyorlar. Hepsi bu. Sadece bu.
Bu kadar tesadüfi, bu kadar basit bu kadar ucuz...
Mustafa Berkay Akbaş, gelecek vâdeden bir tıp öğrencisi Başkent Üniversitesi'nde.
Hayali doktor olmaktı. Böyle insanlara yardım etmekti.
Ama ben onu cenaze arabasıyla geri götürüyorum şimdi. Terör sadece lanetlemeyle bitseydi, yıllardır lanetliyoruz..." Acılı baba her şeyi özetlemiş.
Biz hayatımıza devam edeceğiz, onun içinse hayat duracak. Hep bir hiç uğruna giden evladının acısıyla yaşayacak.