Euro 2016'ya erken veda ettik. Şu oynasaydı, bu oynamasaydı, şu taktikle sahaya çıksaydık vs. Bence taktik tercihlerinden çok psikolojik etkenler başarısızlıkta başrol oynadı.
Teknik kadro ve futbolcular, medya ve sosyal medyada yazılanları çok kafaya taktı. Elbette futbolcular ve Fatih Terim'in, kendilerine ve ailelerine yapılan hakaretlere isyan etmeleri en doğal hakları. Ancak daha önce de yazdım; sosyal medyada delisi var, teröristi var, var oğlu var. Milyonlarca insanın ağzını bantlayamazsınız, tek tek hesap soramazsınız; Allah'a havale edeceksiniz.
FAZLA KİBİR
Hakarete karşıyız ama eleştiri hakkını da sonuna kadar savunmalıyız. En küçük hatanızda bile eleştirilmek; futbolda kazanılan büyük şöhret ve paranın bedeli ne yazık ki. Eleştiriler karşısından en iyi ben bilirim duygusuna kapılırsanız, hata yapma olasılığınız artar.
Fatih Terim, bu ülkeye büyük başarılar kazandırmıştır, hayatını futbola adamıştır, ondaki bilgi ve tecrübeye her zaman saygı duymalıyız. Ancak büyük liderleri hataya sürükleyen kibir duygusu ne yazık ki, Terim'de de var. Terim, kariyerinde kimsenin akılına gelmeyecek taktikler ve oyuncu seçimleriyle başarıyı yakaladı ama her zaman herkesten farklı düşünmek onda takıntıya dönüştü. Mehmet Topal örneğinde olduğu gibi bazen ortak akla kulak vermek lazım.
8-0'lık hezimetlerden çok çalışarak, haddimizi bilerek zirveye ulaştık. UEFA şampiyonluğunu, dünya üçüncülüğünü, Avrupa Şampiyonası'nda yarı finali haddimizi bilerek, terimizin son damlasına kadar koşarak elde ettik. Euro 2016'da kendimizi olduğumuzdan çok yukarıda gördüğümüz, en az koşan takım olduğumuz için kaybettik.
Takım otobüsüne yazmak için üç slogan arasından 'Biz bitti demeden bitmez' sloganı tercih edildi. Bu slogan kulağa hoş geliyordu, fiyakalıydı ama fazla kibirliydi, futbolcu ve teknik ekibi kendilerini olduklarından daha büyük görmelerine neden oldu. Slogan deyip geçmeyin, bazen siyasette bile doğru bir sloganla seçim kazanırsınız. Ve İrlanda 'Bitti' deyince her şey bitti! En acısı da buydu; kendi kaderimizi kendimiz çizemedik!
Yarı finale çıktığımız 2008'de, Milli Takım'ın takım otobüsünde ne yazıyordu biliyor musunuz? 'Türkiye aşkı bu otobüse sığar mı?' Kibir yerine herkesi kucaklayan, birlik beraberliği artıran mütevazı bir slogandı. Bize fazla kibir kaybettirdi.