İspanya-Türkiye maçını tribünden izledim. Üç günlük Fransa gezimde en çok dikkatimi çeken; İngiliz'inden İspanyol'una ve İrlandalı'sına kadar tüm taraftar gruplarının delice alkol tüketmesiydi. Barlarda, kafelerde, meydanlarda, sokaklarda taraftarların kafası hep kıyaktı.
Sarhoş olup soyunan da vardı, gördüğü her kıza laf atan da, kafası bir dünya kiliseye giden de... Dünya ve Avrupa futbol şampiyonalarını Türkiye'de düzenlemeyi çok istiyoruz ve her fırsatta aday oluyoruz. Avrupa Futbol Şampiyonası'nı kazandık diyelim... Takım sayısı artık 24; yani İstanbul, İzmir, Antalya ve Ankara gibi metropollerin yanı sıra modern stadyumları olan Kayseri ve Konya gibi Anadolu şehirlerinde de maçlar oynanacak. Diyelim ki İngiltere, maçlarını Konya'da oynadı... Muhafazakar Konyalılar; sabahtan akşama kadar alkol tüketen, soyunan, kızlara sarkan ve kavga eden İngilizlere nasıl tepki verirdi acaba? Bir de Ruslarla İngilizler Konya'da aynı gruba düşüyormuş!
Kayseri'yi, Konya'yı geçtim; Fransa'da gördüğüm çılgınlıklar, İstanbul ve Ankara'nın bazı semtlerinde bile tepki çekerdi. Bu arada bizim Çevik Kuvvet'in eli ağırdır, Fransızlara benzemez; anında dağıtır ortalığı! Zil zurna sarhoş Ruslar ile İngilizler kavga ederken, içki içiyorlar diye Tophaneliler onlara saldırsaydı neler yaşanırdı acaba?
HOŞGÖRÜ SINIRI
Güzel bir Fransız kadının çevresini sarıp ellerinde biralarla serenat yapan İrlandalılar, aynı şeyi Kayseri'de başörtülü bir bacımıza yapsa ne olurdu? Düşünsenize, Euro 2016 Türkiye'de bir de Ramazan ayına denk geliyormuş!
Evet, onlar maç izlemeye gelmiş turistler ve yaptıkları bazı taşkınlıklar ülkemizde hoşgörüyle karşılanırdı. Ancak hoşgörüyle karşılanmayacak o kadar çok olay yaşanıyor ki Fransa'da, aynı olaylar Türkiye'de olsa halktan gelecek tepkileri kestirmek zor...