Çek Cumhuriyeti maçı öncesi basın açıklamasında bulunan Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim; Milli Takım'ı, TRT'deki canlı yayın programında eleştiren tarih profesörü Ahmet Şimşirgil'e yanıt verdi:
"Konusu spor olmayan bir programda tarih profesörü çıkıyor; bana ve takımıma olmadık şeyler söylüyor. Koca tarih profesörü... Koca derken, tarihin büyüklüğünü kastediyorum. Yayıncı kuruluşumuz TRT'den bahsediyorum.
Tarih programında 'Milli Takım bir an önce dönmeli' deniliyor. Sohbet ortamında 'Bu benim alanım değil!' diyen birçok akademisyen dostum var benim. Biri çıkıyor; bu da TRT'de. Sen de 'Hocam neden suratınız asık?' diyorsun..."
TERİM ASLINDA HAKLI
Terim haklı; bir tarih programında bir tarihçinin Milli Takım hakkında ahkam kesmesi, 'ülkeye dönsünler' diye çağrıda bulunması elbette saçma bir olay. Ama Terim'in önemli bir maç öncesi, tarih profesörüne cevap vermesi daha da saçma.
Umarım Terim, kampta TRT'deki tarih programını izlemiyordur.
Düşünsenize teknik direktör, tarih programı izliyor; futbolcular gece gündüz menajerleriyle transfer görüşmeleri yapıyor.
Arda Turan, primi yatmayan ya da eksik yatan futbolcular için arabuluculuk yapıyor, hocasıyla tartışıyor vs.
Böyle bir ortamda, böyle bir ruh haliyle Milli Takım'ın başarılı olması mucizedir.
BÜYÜK HATA
Elbette Terim, TRT'de o tarih programını izlememiştir ama o açıklamadan haberdar edilmesi bile büyük hata.
Terim'e o programı kim anlattı, niye anlattı?
Terim'in başka işi yok mu; neden saçma sapan konuşan o tarihçiyi muhatap alıyor? Terim ve futbolcular, işi gücü bırakıp sosyal medyayı mı takip ediyor?
Böyle bir ortamda maçlara nasıl konsantre olabilirler?
Bir de sosyal medyada yazılanlar, neden bu kadar önemseniyor?
Milyonlarca insan sosyal medyada atıp tutuyor, orada delisi de var akıllısı da, 70 yaşında emeklisi de bir şeyler yazıyor, 8 yaşındaki çocuk da. Evet, ne yazık ki küfür eden de var ama dünyada hiçbir güç milyonlarca insanın sosyal medyada saçmalamasını, hakaret etmesini engelleyemez.
Koskoca Milli Takım, işi gücü bırakmış medya ve sosyal medyada yazılanlarla uğraşıyor. Açmayın şu telefonları, açmayın şu televizyonları, okumayın gazeteleri; sadece işinize konsantre olun!
Not: Bu yazı yazılırken Çek maçı oynanmamıştı; umarım o mucize gerçekleşir.