İnsan kuş misali; soğuktan hoop kızgın kumlara, sıcaktan hoop puf montuyla yağmurlara gidebiliyor.
Geçtiğimiz pazar gecesi, Türk Hava Yolları'nın ilk Seyşeller seferini deneyimlemek için yola çıktık, iki gün kalıp döndük. Meraklısı için bilgileri verelim:
Seyşeller; Hint Okyanusu'nda bulunan 115 adadan oluşan bir ada ülkesi.
Resmi adı, Seyşeller Cumhuriyeti.
Afrika'nın doğusunda, Madagaskar'ın kuzeydoğusunda yer alıyor.
Mahe Uluslararası Havalimanı'na yapılan Seyşeller uçuşu; THY'nin Afrika kıtasındaki 42'nci destinasyonu.
Uçuşlar; salı-cuma ve pazar günleri İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan saat 20.55'te Mahe'ye gidiş, pazartesi- çarşamba ve cumartesi günleri ise 07.10'da Mahe'den dönüş olarak düzenlenmiş.
Bizim uçuşun süresi; giderken yedi saat 40 dakika, dönerken sekiz saatti.
Biletler 599 dolardan başlıyor.
Seyşeller saati, bizden bir saat ileri. Yani jet lag denilen eş zamanlama sendromunu yaşamıyorsunuz.
Seyşeller'e giderken; hostesler uçağı ilaçlıyor. İnişte ise Mahe Havalimanı yetkilileri, uçağa girip ilaçlama kontrolü yapıyor.
Mahe'ye iner inmez 'su takı' ile karşılandık. Nedir su takı? İlk seferi yapan uçaklara, itfaiye araçlarıyla iki taraftan su sıkılarak yapılan karşılama...
Esasen bir havacılık seremonisi ve 'Hoşgeldiniz, hayırlı olsun' ritüeli.
Peki Seyşeller'de ne var? Misal;
Mahe adına konuşursam, adada otel dışında pek bi' şey yok. Özel gezilecek yerler ve restoranlar gibi turistlerin aradığı eğlenceler söz konusu değil. Seyşeller'de nefis bir doğa, un misali bembeyaz kum, mavi-yeşil bir deniz var. Tatiliniz, seçtiğiniz otelde geçiyor. Kışın ortasında kafa dinlemek, ruhunuza enerji takviyesi yapmak, sevgilinizle romantik birkaç gün geçirmek, yazmak, okumak ve eleminizi kederinizi doğaya salmak için mükemmel bir seçim.