Gerçek tatilciler, gizli mevsimlerini en iyi nerede geçirebilir diye plan yapmaya başladı. Bodrum, Göcek, Çeşme, siz sarı yazınızı nerede geçirmek istersiniz? Bu mevsim herkesin ihtiyacı olan kafayı toparlamanın son çağrısı yapılır. Ben Bodrum'un sarı yazını kaçırmayanlardanım. Çünkü deniz bu dönem bir başka sakinlikte, rüzgar ise bir başka hafif tatlı esintidedir.
Bu yılın sürprizi şansıma şahane bir sanat etkinliği de çıktı karşıma. Ne mutlu ki Bodrum'da olanlar sarı yazda sanattan uzak kalmamış oldu. The Marmara Bodrum'daki "Synonyms" sergisinden bahsediyorum. Öyle güzel zamanda açıldı ki, ruhumuza çok iyi geldi. Sergide Mehmet Sinan Kuran'ın ve 40 farklı genç sanatçının toplamda 80'e yakın çizim, resim ve heykel gibi formlarda eserleri sergileniyor. Serginin hikayesine hayran olmamak elde değil. Synonyms, aynı evde yaşayan 8 milyar insanın, doğayla oluşturduğu mükemmel bütüne bir gönderme.
Çünkü bu dünyada hepimiz eşiz, paydaşız ve anlamdaşız. Varoluşumuzla deneyimlediğimiz sınırları ve bu deneyimlerden elde ettiğimiz bilgileri paylaşarak, birbirimize aktararak oluşturduğumuz bütünü geliştiriyoruz. Yaşamın özünde yer alan bu paylaşma döngüsünü, beraber üreterek çoğaltmak da bu anlamdaşlığın bir parçası. Bir olma halini doğayla, dünyayla eş olma halini gördüğümüzde, anlamdaşlığımızı keşfettiğimizde ustaların gençlerden, insanın başka canlılardan bir farkı olmadığını anlıyoruz. Sadece bütünü oluşturan anlamdaş parçalar olarak destek olma, paylaşma, yardımlaşma ile büyüyoruz.
USTALAR VE GENÇ SANATÇILAR EL ELE
Collectable Art&Design, Dr. Gizem Pamukçu ve Hülya Şekercioğlu işbirliğiyle hazırlanan Synonyms, ustaların genç sanatçılara uzattığı elin, aynı zamanda genç sanatçıların ustalara uzattığı bir ele dönüşebileceğini vurgularken, bu karşılıklı alışverişin ve paylaşımın ortaya çıkardığı gelişimi, güzelliği ortaya koyuyor, anlamdaşlığın getirdiği eşitliği ve paydaşlığı işaret ediyor. The Marmara Bodrum da bu anlamdaşlığa ortak oluyor. Eğer sarı yazınızı Bodrum'da geçiriyorsanız 10 Ekim 'e kadar The Marmara Bodrum'da bu şahane sergiyi görebilirsiniz.
İKİ DOKTORUN SANAT YOLCULUĞU
Öyle muhteşem bir hikaye ki onlarınki... İki tıp doktoru, eskilerden iki sınıf arkadaşı; Prof. Dr. Nihat Arıkan ve Prof. Dr. Selma Oransay biri üroloji diğeri jinekoloji uzmanı. Şu günlerde tıp dünyasındaki başarılarını sanat dünyasında da gösteriyorlar. Çünkü biri müthiş bir Seramik- Heykel Sanatçısı, diğeri ise fotoğraf sanatçısı. Bu uğraşları başta hobi gibi olsa da zamanla sanat ağır basıyor ve bir seçim yapma ihtiyacı hissediyorlar. Sonuç şu an Etkileşim adlı sergileri Ankara'da Arıkan Sanat evinde.
Şanslıysanız 25 Eylül'e kadar sergiye gidip bu şahane iki doktor ve sanatçıyla tanışabilirsiniz. Bu sergideki çalışmalar sanatla uğraşan bir kadınla bir erkeğin karşılıklı olarak birbirlerinin eserlerindeki 'gölge' ile özdeşleyim yaparak duyumsadıkları estetik hazzı kendi oluşturdukları eserlerinde yansıtmaya çalışmalarından ibarettir. Kısaca Etkileşim olarak ifade etmeye çalıştıkları olgunun bir heykeli seyrederken hissedilenin fotoğrafla bir fotoğraf karesinden alınan titreşimlerin heykelle ifade edilmesidir.
MEKANLAR BOŞ REZERVASYONLAR DOLU! PEKİ AMA NEDEN?
İstanbul'un en iyilerinden birçok mekan rezervasyon için aradığınız zaman yer yok diyor. Ancak araya tanıdık eş dost sokunca yer bulabiliyorsunuz. Gelin görün ki paradoks burada başlıyor. Mekana gittiğinizde boş iki üç masa var ya da yok. 2021 mekancılık stratejisi mi bu? Boş mekana dolu demek diye araştırmaya girdiğimde ise mekanların bir çoğunun Google ya da Instagram'dan kişi seçtikleri gerçeğiyle karşılaşıyorum. Yani mekan 'Yerimiz yok ama sizi yedeğe yazalım sonra geri dönelim' dediğinde esasen öğrendiği ad soyad ile araştırmaya giriyor. Kişi Google'da haberleri çıkan biri ya da Instagram'da takipçi sayısı yüksek ise hemen yer açıldı geri dönüşü alıyor. Son günlerde sıkça şunu duymaya başladım, "Dünyada böyle bir şey yok! En iyi yerlerde aynı gün olmasa da belli bir tarihte sözleşerek, bekleyerek yemek yiyorsunuz ama Türkiye'de bu yapılan çok ayıp!" Şu an mekanların araştırmasındayım. Önümüzdeki günlerde gazeteci olarak değil başka bir isim soyisimle tek tek mekanları arayıp sonra Funda olarak boş mu dolu mu bakarak size aktaracağım, hiç merak etmeyin. Bakalım kimmiş bu insan ayrımcıları? Siz de lütfen ihbarlarınızı funda.karayel@sabah.com.tr mail adresine yollayın. Hepsini tek tek inceleyip haklı olanları bu köşede yazacağım.