Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Yeni televizyonculuk nasıl olacak?

Koronavirüs hayatımızı kökten değiştirdi. Hepimiz 'normale' dönmek için gün sayıyoruz. Ama bu 'normal' bizim bildiğimiz, alıştığımız 'normal' olmayacak.
Televizyon sektörü de bu yeni düzene uyum sağlamak zorunda. Aksi halde klasik televizyonculuk anlayışlarıyla bu peynir gemisini yürütmek mümkün olmayacak. Bir kere, sektör ekonomik açıdan daralmak zorunda kalacak. Öyle başrol oyuncusuna bölüm başına 100 bin lira ödeyecek yapımcı, dizinin bölümüne 800 bin lira verecek kanal yöneticisi kalmayacak. Televizyon, sosyal medya ve dijital iletişim kanallarıyla işbirliği yapmak zorunda kalacak. YouTube kanalları ve dijital yayın platformları, bildiğimiz o konvansiyonel televizyonculuğun karşısında güç kazanacak. Televizyon, eskisinden çok daha güçlü bir sosyal medya rekabeti ile mücadele etmek zorunda kalacak. Hatta... İnsanlar yayınları bilgisayar, tablet ve cep telefonlarından izleme alışkanlığı edinecekleri için televizyon sadece yaşlıların kullandığı lambalı radyo ya da gramofon gibi nostaljik bir süs haline gelecek.
Televizyon haberciliği de evrim geçirecek. Haber artık anlık olarak insanların cep telefonlarına düştüğü için, haber bültenleri ve haber kanallarının elinde rekabet kozu olarak sadece 'yorum' kalacak. Bu da neredeyse tüm kanalları siyasi yelpazenin uçlarına doğru savuracak.
Yeni düzen en çok 'sinemayı' etkileyecek. Görünen o ki, salonlarda en fazla dörtte bir oranında bilet satılacak. Seyirci, arasında ikişer üçer koltuk boş bırakarak oturabilecek. Bu da gelirlerin en az yüzde 35 düşmesi demek. Yani 'AVM sinemacılığı' artık son demlerini yaşıyor demektir. Bu durumda salon sayıları azalacak, dağıtım şirketleri giderek dijital platformlara içerik sağlayan yapım şirketlerine dönüşecek. İnternet üzerinden film ve dizi yayınlayanların izlenme oranları ve buna bağlı olarak reklam gelirleri artacak.
Yani... Bundan böyle siz sinemaya gitmeyeceksiniz. Sinema size gelecek.

Baş düşman: Klima
AVM'lerin 11 Mayıs'ta açılacak olması bende endişe yarattı. Her ne kadar önemli ve özenli tedbirler alınacak deniliyorsa da bunu uygulamanın ve denetlemenin zorluğu ortada. Siz istediğiniz kadar soyunma kabinlerini otomatik fıskiyelerle sterilize edin, dışarıda askıda bulunan elbiseleri tek tek elleyen parmaklar ne olacak?
Peki ya klimalar? Malum, havalandırma sistemi kapalı devre çalışarak aynı havayı o dev binaların içinde döndürüp duruyor. Yani tam bir 'virüs dağıtıcısı' olarak çalışıyorlar. Bunu ben demiyorum, uzmanlar söylüyor. Aman diyeyim, acele ederken bugüne kadar binbir emekle üst üste koyduklarımızı bir anda yerle bir etmeyelim.

Sosyal medya adaleti
Kim bilir bu kaçıncı?.. Suçu, tartışılmayacak görüntülerle sabit 'şüpheliyi' yakalıyorlar, karakola götürüyorlar, ifadesini alıyorlar, sonra sokağa salıyorlar. Ta ki o caniyle ilgili sosyal medyada infial uyandıran paylaşımlar doruk noktasına ulaşana kadar. Bakıyorlar ki büyük tepki var, adamı yeniden gözaltına alıyorlar.
Bu kez de öyle oldu. Eşek yavrusunu köpeklerine parçalatan, sonra da bu görüntüleri müzik eşliğinde sosyal medyada paylaşan genç, bir kez daha 'tık'lanma sayısı' marifetiyle yeniden tutuklandı. Oldu olacak ceza kanununa "Adli kovuşturma için sosyal medya paylaşım sayısı" diye bir kriter konulsun!
O Berat Kara denilen vahşiye gelince... İçimden "Eşşoğlu..." diye başlayan çokça cümle geçiyor ama eşeklere ayıp ederim diye korkuyorum. Sahi ya, siz bugüne kadar köpeklerine insan yavrusu parçalatan bir eşek gördünüz mü?

Zap'tiye
Siz de benim gibi kendinizi 'eve teslim' kargo gibi mi hissediyorsunuz?

Gaf kürsüsü
6 yıl öncesinden bir Ramazan diyaloğu: Küçük Halil: Ben rüyamda dinozor görüyorum ve çok korkuyorum. Nihat Hatipoğlu: Peki çok mu dinozor izliyorsun? Halil: Hayır ben sizi izliyorum. (O genç geçen hafta yeniden programa bağlandı ve Nihat Hoca sayesinde nasıl korkusunu yendiğini anlattı)

Ne demiş?
"Erkek çocuklarımıza otomobil kullanmayı, kız çocuklarımıza da yemek yapmayı öğretiyoruz. Sonra da kadınları otomobil kullanamadıkları, erkekleri de yemek yapamadıkları için eleştiriyoruz. Şikayet etmek yerine onları eşit şekilde yetiştirelim." (Hintli oyuncu Aamir Khan'ın sözleri)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA