Show TV'nin 'İçerde' dizisi tuttu.
Çünkü birbirinin tıpa tıp aynısı, entrikalı, aşk üçgenli, havuzlu villalı beylik dizilerden millet iyice bunaldığı için, hikayesi 'Köstebek' filminden kopyalanmış olsa da 'İçerde'yi farklı bulduğu için izlemeye başladı. Tabii ki bunda başroldekilerin oyunculuk performanslarının da etkisi büyük.
Aras Bulut İynemli öyle yetenekli bir oyuncu ki, çocuksu haline iki numara bol gelen polis rolünü bile üç haftada üzerine oturttu. Çağatay Ulusoy; serseri, arızalı ajan karakteriyle hepimizi şaşırttı. Çetin Tekindor, ağzına bir türlü oturmayan Anadolu şivesine rağmen, sağlam tiyatrocu temellerinin üzerine yeni bir kat çıkmayı başardı. Ve Mustafa Uğurlu... Bir rolde de başarılı olma be kardeşim...
Buraya kadar her şey iyi hoş da, aklıma fena halde takılan bir soru var:
Madem Çetin Tekindor'un canlandırdığı mafya babası, yıllardır polisin takibinde, o zaman niçin telefonu dinlenmiyor?
Herkesin herkesi gönlünce dinleyebildiği bir coğrafyada, adamın hattına bir çengel atsalar, onun günde iki kez polisteki muhbiriyle (Aras Bulut İynemli) konuştuğunu şıp diye anlayacaklar.
Oysa bizim polisler ha babam masa altına böcek yerleştirip yüzlerine gözlerine bulaştırıyorlar... Dizinin senaristleri kısa zamanda bu büyük deliği bir mazeret ile yamamak zorunda...