Evet, magazin deyince aklınıza ne geliyor? Ünlülerin aşk kaçamakları, bar kapılarında köşe kapmaca oynamalar, gömlek gibi değiştirilen sevgililer, bikiniyle plajda yakalanan (!) dilberler... Haklısınız. Magazin denilen okyanusu, bu kadar sığ hale getiren aslında bizleriz.
Çünkü yıllardır sizlere 'magazin' diye bu klişeleri yutturmaya kalktık. Oysa magazin, hayatın ta kendisi demek. Bunu kanıtlayan habere CNN Türk'te rastladım. Tarık Akan'ın, Halit Akçatepe ile başrollerini paylaştığı 'Canım Kardeşim' filminde, ikilinin hayatını kurtarmak için uğraştığı kanser hastası çocuğu canlandıran aktörü bulmuşlar. Bugün 52 yaşında olan Kahraman Kıral şöyle diyordu: "Filmi her izlediğimde hâlâ ağlıyorum.
Tarık Akan'ın kucağında, filmin o son sahnesinde son nefesimi verirken, gerçekten de ölüyormuş gibi hissediyorum."
Tarık Akan ile arkadaşı Halit Akçatepe, o filmde en büyük hevesi televizyon seyretmek olan, günleri sayılı çocuğun son arzusunu yerine getirmek için bir televizyon çalıp getiriyorlardı. Tarık Akan, "Haydi canım kardeşim, seyret bakalım" dediği anda, minik yavru son nefesini veriyordu.
Kaderin cilvesine bakın ki, Tarık Akan yıllar sonra kanser yüzünden hayata gözlerini yummuştu. Magazin her zaman sabun köpüğü haber demek değildir; işte bazen böyle yumru gibi insanın boğazına oturur...