Yaz aylarını geçirdiğim Kuzey Ege sahillerinin giderek kirlenen kıyılarıyla ilgili yazı yazmaktan ben yoruldum ama denize lağım basanlar ile duyarsız belediyeler, ekmek teknelerine tükürmekten yorulmadı.
Son bayramda Altınoluk ile Edremit arasında millet yine b.k içinde yüzdü. Evet, bu kadar açık söylüyorum, kimse kusura bakmasın. 55 liraya vidanjör çağırıp foseptiklerini boşaltma zahmetine girmeyen turistik işletmeler, yine atık sularını billur sulara boşalttı. CHP'li Edremit Belediyesi yine kılını kıpırdatmadı. (Bir akrabam, denize lağım boşaltan otelin görüntüsünü videoya çekip Edremit Belediye Başkanı Kamil Saka'ya göndermiş. Tık yok!) Süreç Koç isimli makine yüksek mühendisi okurum ise Akçay'daki rezaleti yazmış. Umarım bu kez 'utanan' birileri çıkar...
"Sayın Yüksel Bey, geçen sene Akçay/Edremit'ten yazlık satın aldım. Yazlığımız Zeytinli bölgesinde. Son kurban bayramında oradaydım. Yazlığımız denize 600 metre kadar. Evimize en yakın yerden denize girdik ama girdiğimiz yerde havada pis koku vardı. Kokuyu merak ettim. Ne mi çıktı? 500 metre ötede Edremit Çayı var ve rengi inanın zift gibi. Ayrıca leş gibi lağım kokuyor. Bu kokunun nedeni, maalesef yakındaki Zeytinli Biyolojik Arıtma Tesisi. Size açık ve net soyleyebilirim; arıtma tesisi var ama çalışmıyor. Affedersiniz, olanca b.k çaya, oradan da canım denizimize akıtılıyor. İnanın bu manzara karşısında insan olduğum için utandım. Ayrıca kokunun ana kaynağı olan arıtma tesisinden 2 kilometrekarelik alanda kokuyu rahatlıkla hissedebiliyorsunuz. Bu arıtma tesisi neden açıldı ve neden hizmet vermiyor? Konuyu yetkililere nasıl ulaştırabiliriz? Yazık bu cennet denize, Kuzey Ege'mizin denizine. Siz bu konuda duyarlısınız. Lütfen bunu gündeme getirin. Yetkililer gerekeni yapsın. Çaylarımızdan lağım akmasın. Arıtma tesisi, pislikleri denize vermesin, etraf temiz koksun. Mesele, memleketimizde çevre bilinci meselesidir. Yardımlarınızı rica ederim."
Bir kez daha: Elçiye zeval olmaz!