Yukarıdaki yazıya aldanıp da motosikletçilere topyekun karşı olduğumu, hatta savaş açtığımı düşünmeyin.
Tam tersi. Ben bir motosiklet ve motosikletçi dostuyum. Çünkü ailemde dört motosikletçi var. Yeğenim Berk, kuzenlerim Melih ve Hakan ile oğlu Cem yıllardır motosiklet tutkunudur.
Bu nedenle trafikte motosikletlilere karşı hep empati ve sempati beslerim.
Ayrıca yol şartlarımızın ilkelliği, diğer sürücülerin motosikletlileri hiçe sayması gibi sorunlarla yıllardır boğuştuklarını da iyi bilirim.
Ama bazı motosiklet kullanıcıları, dört tekerlekten ikiye indiklerinde trafik kurallarının da sanki yarısını uygulamayacaklarmış gibi son derece yanlış bir duygu içindeler. Gürültülü egzozları, trafikte yaptıkları tehlikeli akrobatik numaraları, kask takmamaları, kaldırım ve yaya geçitlerini yayalarla birlikte kullanmaları hemen herkesi rahatsız ediyor. (Hıncal Ağabey'in kulakları çınlasın) Dahası, ölümlü kazalara yol açıyorlar.
Trafik denetiminden umudumu çoktan kestim. Bu nedenle, kural tanımayan motosikletçileri uyarmak, hatta eğitmek yine motosikletçilerin görevi olmalı. Motosiklet kulüpleri bu işe el atmalı, hatta trafik müdürlüklerinden yetkili fahri denetleme müfettişliği müessesesi oluşturulmalı. Çünkü motorcunun derdini de, tersini de yine en iyi motorcu bilir...