Olay; önce internet sözlüklerine, sonra da ana haber bültenlerine intikal etti. İddiaya göre; bir kadın, minik süs köpeğiyle metrobüse biniyor. İBB güvenlik görevlileri itiraz ediyor; kadın aldırmıyor. Güvenlikçiler bir sonraki metrobüse atlayıp telsizle ilerideki durakta bulunan arkadaşlarını haberdar ediyorlar. Metrobüs durunca kadını döve döve indiriyor, minik köpeğini de yola fırlatıyorlar.
Zavallı hayvan, araçların altında kalmaktan şans eseri kurtuluyor. Darp raporu alan kadın, dava açıyor.
Sanırım, güvenlik görevlileri ve İETT şoförleri, Yolcu Hakları Bildirgesi'ndeki ilgili maddeden habersiz. Şöyle deniliyor orada: 'Boyun tasması olan ve kucakta taşınması şartıyla süs köpekleri ve kediler araçlarda taşınabilir.' Aynı kural, metro için de geçerli. Ayrıca belirtmekte fayda var. Örneğin; bizim ailenin minik üyesi Kuki, toplu taşıma araçlarında genç kızları taciz etmez. (Çoğunlukla tam tersi olur) Bacaklarını yayıp oturmaz. Asla ter kokmaz. Bugüne kadar kimsenin yüzüne hapşırıp grip bulaştırdığı görülmemiştir. Her zaman sağlıklı ve bakımlıdır.
Ayrıca, cep telefonunu kulağına dayayıp yolculuk boyunca bağıra çağıra konuşmaz. Yandakinin gazetesini, dergisini, kitabını dikizlemez. Yani pek çok insandan daha 'ideal' bir toplu taşıma kullanıcısıdır!