Gözümüzün önünde bir insanlık dramı yaşanıyor. Bizler iki aydır ne yazık ki sadece izliyoruz. Nerede? Haber bültenlerinde...
Onu en son salı akşamı FOX Ana Haber'de gördüm.
Daha önce de pek çok bültene, gazete haberine konu olmuştu.
Adı Zehra Elber.
16 yaşında evlendiği kocası Gökhan Elber'den tam yedi yıl boyunca şiddet görmüştü.
Aslında buna şiddet demek pek hafif kalıyor; vahşet demek daha doğru!
Kocası; üzerinde sigara söndürmüş, vücuduna kalem batırmış, ikinci kattan atıp bacaklarını kırmış, kulağını ısırıp koparmış...
En son, iki ay önce kocası ensesini ısırıp et kopartınca genç kadın; dayanamayıp Konya Ereğli'deki ailesinin yanına dönerek hem emniyetten koruma talep etmiş, hem de boşanma davası açmış. Bunun üzerine eşi, onu çocuklarını görme bahanesiyle çağırıp bir şişe kezzabı yüzüne boca etmiş.
Zehra Elber'in yüzünün ve vücudunun büyük bölümünün yandığı, sol gözünü kaybettiği vahşi saldırıda kardeşi de hafif yaralanmış. Yakalanan saldırgan ilk ifadesinde saldırıyı planladığını, hatta daha az ceza almak için kezzabı seçtiğini söylemiş ve sadece sekiz yıl hapse mahkum olmuş.
KEZZAP KADAR YAKICI
Zehra Elber'in haber bülteninde söyledikleri de kezzap gibi beni kavurdu. Ankara Numune Hastanesi'nde 53 gün süren tedavisi için 356 bin lira fatura çıkarılmış. Estetik operasyonlar ve göz protezi için daha 150 bin lira gerekiyormuş.
Kadında bu parayı bulacak imkan nerede? Çaresizlik, kezzap kadar acıtıyormuş şimdi yüreğini... En çok canını yakan ise iki çocuğunun kendisinden korkup yanına yaklaşmamasıymış!
Söyleyin bana, bir anneye bundan daha büyük bir ceza verilebilir mi?
Bir anne için evlatlarının sevgisini, sıcaklığını kaybetmekten daha büyük bir yıkım olabilir mi? Kocaya sekiz yıl, saldırıp yaraladığı karısına müebbet!
Kadın yedi yıl boyunca kocasından türlü işkenceyi görürken devlet sadece seyretmiş.
Sonunda onu koruyamadığı için kadın ağır yaralanıp engelli haline gelmiş. Üstelik çocuklarının sevgisinden mahrum edilip ömür boyu sevgi malulü bırakılmış.
Bir de Zehra Elber diyor ki; "Kocam sekiz yıl sonra hapisten çıktığında mutlaka yarım bıraktığı işi tamamlayacak, beni öldürecek. Ne olur yardım edin..."
NE DURUYORSUNUZ?
Şimdi buradan ilgili, ilgisiz herkese haykırıyorum: Devlet hiç olmazsa bu kadının yaralarını sarmak için harekete geçsin... Onun, çocuklarına yeniden sarılabilmesi için ne gerekirse yapılsın. Öldürülme kaygısını ortadan kaldıracak her türlü önlem alınsın. Özgecan ve nicelerini koruyamadık.
Şimdi önümüzde tüm şiddet mağduru kadınlardan topluca bir özür dileme fırsatı var.
Kaçırmayalım...