Çocuğun gelişim dönemine uygun dil ve içeriği olmalıdır.
Çocuğu korkutan, yönlendiren, sindiren, bir düşünceyi benimsetmeye çalışan içeriği olmamalıdır.
Çocuğun kendini geliştirmesine katkıda bulunmalıdır.
Çocuğun kendisiyle birlikte, yaşadığı toplumun değer yargılarını, özelliklerini öğrenmesine olanak sağlamalıdır.
Çocuklara öğüt verme kaygısı taşıyarak, her cümlede ya da sonuçta nasihat verici, çocuğu sınırlayıcı olmamalıdır.
Gerçeklere dayanan, bilimsel amaçlardan sapmayan, bunları yaparken de çocuğun ilgisini çekecek şekilde kurgulanmış olmalıdır.
Çok iyi bildiğimiz bazı kitaplar, masallar çocuklara olumsuz mesajlar vermekte, onların kişiliklerini etkileyebilmektedir. Örneğin Kırmızı Şapkalı Kız masalını bilmeyeniniz var mı? Belki de bilmenin ötesinde çocuklarına anlatmayan var mı, demek gerekir. Oysa bir yandan çocukları en çok korkutan masalların başında gelirken, diğer yandan da "Ne olursa olsun anne sözü dinlenmeli, dinlenmediği zaman da başınıza çok kötü şeyler geleceği bilinmeli," mesajı vermektedir. Bu ve benzeri mesajlar, çocuklara kendi varlıklarını göstermek yerine bağımlı olmayı aşılar. Yine çok tanınmış bir çocuk romanı olan Polyanna, çocuklar tarafından özdeşim kurulabilecek bir kahraman değildir. Her olumsuzluğun olumlu yanını bulan ve hep başkaları için çırpınan bir çocuk kahraman, çocuklar için pek de olumlu bir mesaj taşımamaktadır. Aşırı acıklı, zavallı, devamlı ezilen ve horlanan çocuk kahramanlı kitaplar, olumlu özdeşim modelleri olmadığı gibi, çocuklarda gelişimsel sorunlara yol açabilirler. Demek ki "Kitap iyi arkadaştır, kitap okumak çok iyi bir şeydir, kitap okumalısın," demek, okuyan çocuklar yaratmak için yeterli değil. En az TV, bilgisayar ya da diğerleri kadar cazip, çekici ve eğlendirici kitaplar yaratmak, onları doğru seçmek ve uygun zamanlarda çocuklara sunmak gerekir. Bir de elinde zevkle, doğru seçilmiş kitaplar okuyan ve okuduklarını anlatıp tartışabilen bir annebaba tabii ki.