Yumurta ve spermin birleşmesi ile başlayan bebeğin anne karnındaki oluşum dönemi gerçek bir mucizedir. Her şeyin yolunda gittiği bir hamilelik sürecinde tek bir hücrenin hızla ve sürekli büyüyerek karmaşık yapılı bir insan haline gelir. Bu büyüme sırasında bebeğin sinir sisteminin gelişimin önemli bir kısmı tamamlanmış olmakla birlikte, beyin gelişimi doğumdan sonra da devam eder.
Anne karnındaki bazı gelişimsel sorunlar, travmalar, genetik problemler, enfeksiyonlar gibi olumsuzluklar sonucunda beyin gelişimi zarar görebilmektedir.
Ancak doğum sonrası beyin gelişiminin devam ediyor olması ve beynin kendini belli şekillerde onarabilme yeteneği bebek doğduktan sonraki sosyal çevre etkileşimlerini önemli hale getirir.
Aslında bebekler doğdukları zaman hayran olduğumuz beynin yüksek fonksiyonlarına henüz sahip değillerdir. Bu fonksiyonların tamamlanıp olgunlaşması bazı alanlarda 20'li yaşlara kadar uzanır.
Bu gelişimin olabilmesi için doğum sonrasında uygun uyaranların sağlanması gerekir. Bu, uygun davranışları sergileyen anne-baba, sağlıklı çevre ve doğru eğitim demektir. Zamanında ve doğru olmayan her tür müdahale hem o andaki gelişimi, hem de bir sonraki gelişimi olumsuz etkiler. Beynin gelişimi için bazı hassas dönemler vardır. Bu hassas dönemlerde öğrenme çok daha kolay olur. Ama aynı zamanda bu dönemlerde oluşan aksiliklerin, sorunları telafisi de o kadar zordur.
Bazı yetenekler için hassas dönemler bilinmektedir.
Örneğin ilk üç yılda yeterli dil uyaranı alamayan, kendileri ile konuşulmayan, devamlı televizyon karşısında kalan çocukların dil becerileri onarılmaz derecede bozulabilmektedir.
DOKUNUŞ ÇOK FAYDALI
Beyin gelişimine en önemli katkı anne-bebek bağlanmasıdır. Bağlanmayı yapabilenler ve bunu sürdürebilenler daha iyi gelişirler. Bebeğe yapılan besleyici dokunuşlar, bebeklerde büyümeyi ve uyanıklığı destekler. Güvenli bağlanmanın varlığı, çocukları stresin biyokimyasal etkilerinden korur. Beynin sağlıklı gelişmesi için erken dönemde yaşanan duygusal ve sosyal deneyimler, en az entelektüel deneyimler kadar önemlidir.
Sağlıklı erken gelişim, besleyici ve güvenilir ilişkilere bağlıdır.
Annenin ve bebeğin beslenmesi ve hastalıklardan korunmaları beyin gelişimi için önemlidir. Ama sıkca söylendiği gibi en önemli besin sevgidir, dokunmadır. Bu nedenle terk edilmiş, travmaya uğrayan ya da başka nedenlerle bağlanmayı yapamayan, sevgi göremeyen çocukların doğum sonrası beyin gelişimlerinde sorunlar olmaktadır.
Beyin, gelişimini doğumla tamamlamış ve bilgi depolamak üzere hazır olan bir organ değildir. Genç erişkinliğin başlarına dek devamlı bir gelişim gösteren, kendini onarabilen ama aynı zamanda hassas dönemleri olan, bazı olumsuzluklardan sonra onarımı mümkün olmayan bir organı sadece sınav sonuçlarına, bizim beklentilerimizi karşılayıp-karşılamadığına göre değerlendirmek yanlıştır.
Çocukların beyin gelişimleri için kendi katkımıza bakmak gerekir. Çünkü bir daha hatırlatalım; beyin gelişimi sosyal çevreden, sevgimizden, verdiklerimizden ve vermediklerimizden etkilenir.