Gazetemiz Özel İstihbarat Müdürü Abdurrahman Şimşek dün annesini kaybetti.
Arkadaşım perişandı.
Dün gece yarısı Niğde'nin Çamardı ilçesinde vefat eden anacığına kavuştu…
Ağlıyordu.
Anaya ağlanmaz mı?
Ben de çok ağladım…
Hâlâ ağlıyorum.
Cenaze İstanbul'a gidecek…
Her şeyi hallettik.
Ama tabut yok!
Var da çinkolu olanı yok!
Taşranın sıkıntısı bu.
***
Dün Trabzonlular Derneği'nde hemşeri buluşması vardı.
Adana'daki Trabzonluların biraraya geldiği yemekte hamsili pilav, lahana sarması, mıhlama ve mısır ekmeği gözdeydi.
Masaya oturduğumda geldi acı haber.
Cenaze hazırlıkları için hemen harekete geçtim…
Kısa zamanda her şeyi hallettik ama tabut bulamadık iyi mi?
Çalmadık kapı bırakmadık.
Yok yok yok…
Tabut yok!
Var da çinkolusu yok…
Uçağa her tabutu koymuyorlar da…
***
Arkadaşımı gördüm gözleri ağlamaktan kan çanağına dönmüştü…
Ana bu ağlanmaz mı?
Ana gibi yar var mı hem?
Bu filmin tekrarı da yok üstelik...
Ağlamak!
Anaya ağlamak…
Çocuklar gibi bağıra bağıra hem de…
Geri gelmeyeceğini bile bile üstelik...
Gözyaşlarına boğulmak…
***
Bugün böyle bir yazı yazacağımı hiç hesaplamamıştım…
Ama kader bu.
Ne olacağımız belli değil ki yazı olsun…
Bir dakika sonra ne ile karşılaşacağımızı da bilmiyoruz ki.
Neyse…
Bugün Reis'in diploması ile ilgili okkalı bir yazı yazmaktı niyetim.
Bir de Adana Ticaret Borsa Başkanı'nı (kripto) deşifre edecektim.
Herkes yarını beklesin…