Mersin…
Eski adıyla İçel…
Türkiye'nin en kalabalık onuncu şehri…
Bir liman kenti…
Limanı da Türkiye'nin en büyüğüdür.
En çok güneş alan ilimizdir Mersin…
Coğrafyasıyla ve ören yerleriyle de önemli bir kentimizdir burası…
Antalya'dan daha çok turist alması mümkün iken çarpık yapılaşma sonucu kentin denizle arasına beton duvarlar ördüler…
Kim mi?
Mersin'in eski belediye başkanları…
Yazık ettiler bu güzelim kente…
***
Dedik ya tarihi çok eski buranın…
Yumuktepe Höyüğü…
Daha yeni yeni kazılıyor.
En eski yapıları, MÖ 6300'lere, en yenileri ise Selçuklu dönemine tarihleniyor.
Mersin'in tarih sahnesine çıkışı 19. yüzyılın ortalarına rastlıyor.
Henüz bir köy olan bölge, konargöçer bir Türkmen aşiretine ev sahipliği yapmış ve adını da bu aşiretten almış.
Daha sonra Kapadokya'dan gelen Rumlar kent nüfusuna hâkim hale gelmiş…
1850'de kentte 5250 Ortodoks Rum'a karşılık 1600 Müslüman varmış.
Kentin kaderi özellikle Amerikan İç Savaşı sırasında dünyadaki pamuk kıtlığını gidermek amacıyla Çukurova'da gelişen pamuk üretimiyle değişti.
Bu dönemde Mersin hızla, Çukurova'nın tarım ürünlerinin ihraç edildiği bir liman ve ticaret kenti oldu.
Şehrin bugünkü durumuna gelmesinde, şu anda azınlık olsalar da Hıristiyan Levantenlerin önemi yadsınamaz.
Mersin'de halen Levantenlere ait iki katedral bulunmaktadır.
Bunlardan biri Latin-İtalyan Katedrali, diğeri de Arap-Ortodoks Katedrali'dir.
***
Bunlar zenginliğimizdir elbet…
Yani şehrin turizminin gelişmesi için elimizde yağ var, un var, şeker var ama helva yapacak kimse yoktu…
Dedik ya turizm için tek eksik olan tesisler…
Bölgenin makus talihi turizmle değişecek…
Nitekim turizm alanı ilan edilen Kazanlı Bölgesi'nin teşviklerinin verilmesiyle birlikte bölge canlılık kazanacak.
25 bin civarında istihdam sağlanacak…
Çukurova Havalimanı'nın hayata geçmesi ile Mersin ve tüm bölge turizm cenneti olacak…
AK Parti hükümetleri Mersin'e büyük yatırımlar yaptı…
Akdeniz Oyunları için yapılan tesislere 1 katrilyon (bir milyar) lira harcandı…
Mersin-Antalya duble yolu bitmek üzere…
Keşke eski yerel yöneticiler denizle Mersin arasına duvar çekmeseydi…
Mersinlilerin, mavinin, yeşilin ve tarihin güzelliklerini paraya çevirmesinin zamanı geldi de, geçiyor bile…