Hafta içi Kosova'daki Limak- Aeroports de Lyon konsorsiyumunun ortaklaşa gerçekleştirdiği yeni havalimanının açılış törenindeydik. Priştine'deki açılışta bir gurur tablosu vardı.
Başbakan Erdoğan'ın açılışı bizzat yapmak için kabinesinin çok önemli bakanlarıyla varlığı ayrı; Limak'ın patronu Nihat Özdemir'i yalnız bırakmamak için Priştine'ye akın eden işadamlarının- kadınlarının varlığı ayrı bir havaydı. Biz yıllarca hep yabancı yatırımcıların Türkiye'de yaptıklarını izledik. Ömrümüz onların ülke kalkınmasına verdiği katkıyı seyretmekle geçti. Hal böyle olunca tabii büyük haz verdi bu topraklarda doğup büyüyen bir insanımızın Kosova'da binbir emek ve mücadeleyle başardığı dev proje.
Şahane bir terminal inşa etmişler. Kosova'nın modernleşmesinin, kalkınmasının önünü açacak bu projeye imza atan Limak'a teşekkür ediyorum. Sadece ona değil tabii bu teşekkür. Teşekkürüm hepsine. Dişiyle tırnağıyla sınırlarımız dışında yatırımlar yapan ve ülke ekonomimize artılar yazdıran, göğsümüzü kabartan bütün işadamlarımıza.
Yeri gelmişken şunu söylemek istiyorum. Bağımsızlığını 2008'de ilan eden Kosova'da yoksulluk ve yokluk had safhada. Kalkınma hamleleri göze çarpıyor ama bunu yapabilmeleri için dış yardıma, desteğe şiddetle ihtiyaçları var. Başbakan'la dönüş yolunda yaptığımız sohbette öğrendik ki Türkiye de bu konuda ilk adımı atan ülkelerden.
Arnavutluk ve Kosova'da müteahhitlerimizin yaptığı toplam yatırım 800 milyon euro civarında. Enka Amerikalılarla ortak otoyol yapıyor. Çalık Grubu, Limak'la oluşturduğu konsorsiyumla Kosova'nın elektrik dağıtımı işini üstlenmiş. Başbakan diyor ki: "Hem Kosova Başbakanı Haşim Thaçi, hem de Arnavutluk Başbakanı ile diyaloglarımız çok iyi!" Bence işte bu iyi diyaloglardan faydalanmak gerekir. Atılan adımlara yenilerinin eklenmesi lazım.
Geziye katıldığımız arkadaşlarla hep beraber gördük ki çok büyük boşluk var Kosova'da tekstil, gıda, elektronik eşya ve daha birçok alanda. Bu boşlukları doldurabiliriz ve çeşitli sektörlerde atılacak yeni adımlarla bir Avrupa ülkesinin kalkınma sürecinde asla silinemeyecek bir Türkiye imzası atabiliriz.
Haksız mıyım?