Sakalım yok ki sözüm dinlensin! Aylar önce yazdım Mustafa Sarıgül'ün CHP'ye geçiş işinin bittiğini ama kimselere dinletemedim. Saydım galiba 20'ye yakın insanla bu konuda iddiaya girmişim. İki gündür yaşanan gelişmeler bu iddiaları benim kazanacağıma delalet ediyor ama iddialaştığım kişiler "yine de biraz daha bekleyelim" diyerek direniyorlar.
Aldığım son kulislere göre 3 Kasım'da bu iş bitiyor. Kılıçdaroğlu kamuoyuna gittikçe sıkıntı veren meseleye nokta koymak için parti meclisi toplantısını 6 gün öne çekti. Ama bazıları hâlâ inanmamakta direniyor. Takmışlar dilekçeye! Efendim Sarıgül hakkındaki ihraç kararının kaldırılması için bir dilekçe vermeliymiş genel merkeze ama daha bunu vermemişmiş.
Bir daha söylüyorum. Yazılı olmayabilir ama Sarıgül o dilekçeyi vereli aylar oldu. Kılıçdaroğlu aylardır o dilekçe cebinde dolaşıyor zaten. Sadece çıkarıp masaya koymuyor. Neden? Çünkü bir direniş var parti içinde bu konuda kendisine ve o da zamanı uzatıp o direnişi kırmaya çalışıyor. Galiba halletti o meseleyi de. Daha önce "O gelirse ben giderim!" diyen Deniz Baykal geri adım atmış gibi bir hava var. Daha önceleri görüştüğümde "Deniz Bey asla müsamaha göstermez!" diyenler şimdilerde "Geleceği varsa, göreceği de var" demeye başlamış.
Valla göreceği var mı bilmiyorum ama Sarıgül'ün CHP'ye geçiş mevzusunun tamamen halledildiğini çok iyi biliyorum.
Onun için de bu konuda ciddi rahatsızlık hisseden CHP içindeki arkadaşlara "Geçmiş olsun efendim!" diyorum.