A haber'deki programım "yüzde100 siyasette" yeni bir fenomenim var. Adı Fatih Tezcan. Görüntüsüne bakan onu daha üniversiteden yeni mezun olmuş bir delikanlı sanıyor. Oysa değil. Fatih ilk eşinden 3, ikinci eşinden de 2 çocuğu olan yaşı 35'lerde bir baba.
Programa ilk editörüm Tuncay'ın tavsiyesi ile davet etmiştim. O gün bugündür de ediyorum. Özellikle de gündemimiz Ortadoğu filan olduğunda. Çok bilgili... Çok donanımlı bu konuda Fatih ve tabii bi de enteresan bir profil. Düşünün has bir İstanbullu ailenin ferdi. Ortaköy'de doğmuş büyümüş ama kendisini tanıtırken; "Devrimci İslamcıyım" falan diyor. Suriye, Mısır, Filistin ve etrafındaki coğrafyada yaşanılanları değerlendirirken farklı bir bakış açısı koyuyor ekranda. Konuşurken çok seri ve çok ateşli. O yüzden de kan ter içinde kalıyor ve o kadar rahat ki canlı yayında falan olduğuna aldırış etmeden sık sık ceketinin koluyla terini siliyor. İşte, 'Bunu dersem sonuç ne olur? Karşılığında ne bulur?' u falan hiç tartmadan, muhakeme etmeden kütt diye söyleyiveren Fatih geçen perşembe de konuğumdu yine. Mısır'da yaşanılanları yorumlarken koptu tabii her zamanki gibi canım kardeşim. İslam ülkelerinin General Sisi'nin darbesine alkış tutmasını yerden yere vururken tuttu lafı Suudi Arabistan'a getirdi ve haklı olarak Suud Krallığı'nın sakat duruşunu eleştirdi. Tabii bunu yaparken de kamuoyunun dikkatini çekmek için işi abartmak istedi ve kalktı ekranları başındakilere; "Müslümanlar bir kuruş para vermesinler, hac ve umre boykot edilsin!" çağrısı yaptı. Sonra da tabii dananın kuyruğu koptu stüdyoda.
CHP eski MYK üyesi Savcı Sayan; "Sen ne diyorsun kardeşim? Allah'ın emri boykot edilir mi?!" şeklinde tepki gösterince araya girdim. Ama İslamiyet'te bir farzın boykot edilip edilemeyeceğinin çok derin bir bilgi ve donanım gerektirdiğini düşündüğümden yorumu kendisi de bir mütedeyyin olan Genar Araştırma Şirketi Genel Müdürü Mustafa Şen'e bıraktım.
Şen de Fatih'i destekleyen yorumlar yapınca iş iyice çığrından çıktı. Fatih'in 'Hac ve Umre boykotu' çağrısı sosyal medyanın gündemine oturdu. Destek de vardı, karşı çıkan da. Ben hakikaten meseleyi bilmediğim için sadece izlemekle yetindim. Ancak dün duydum ki Fatih'e öfke duyan İslami kesimden birileri tepkilerini benim üzerimden gösteriyorlarmış. Hem de hiç ahlaki olmayan yöntemlerle!
Aylar önceki bir yazımla ilgili Twitter'da bir takipçimin söylediğini utanmadan şahsıma mal ederek, yani iftira atarak yapıyorlarmış! Hakkımda yazılanları okuyunca şoka giren çok sevdiğim bir meslektaşım uyarınca haberim oldu. Şimdi bu iftiracıların kim olduklarını ve akla ziyan o iftiralarının ne olduğunu buraya yazmayacağım çünkü gerçekten çok çirkin. Onları Allah'a havale ediyorum. Çünkü evet İslami ritüellere göre haccın boykot edilip edilemeyeceğini yorumlayacak kadar teolojik bir donanıma sahip değilim ama bir insanı söylemediği ya da söylemek istemediği bir şey üzerinden linç etmeye kalkışmanın Allah katında çok büyük bir günah olduğunu biliyorum. O sorsun hesabını onlardan. Ona anlatsınlar alenen yaptıkları bu iftiranın asıl nedenini.