Biliyorsunuz, ramazan nedeniyle ekranların hemen hepsinde bu aya uygun programlar yapılıyor. Özellikle ilahiyatçıların katıldığı bu programlarda amaç mukaddes aya uygun sohbetler yapmak.
Benim öyle özel bir merakım yoktur bu tür programlara ama tarzı ve kendisini dinleyenlere anlatırken kullandığı üslubu nedeniyle denk gelirse Nihat Hatipoğlu hocamı izlerim. Gerçekten enteresan diyaloglar yaşanıyor programında çünkü. Ha bazen saçma sapan, gereksiz sorular da soruluyor. Bazen bir sorunun üst üste 3-4 kez sorulduğu da oluyor ama genelde Nihat Hoca İslami gelenek, görenek ve edebe uygun çok güzel ve hoş sohbetler yaşatıyor ekran başındakilere. Bu arada güldüren diyaloglar da yaşanmıyor değil.
Çoğu kişi eleştirdi Nihat Hoca'yı. Verdiği cevabı aşırı tutucu buldu ama ben mesela çok komik bulmuştum Justin Bieber'li şu meşhur muhabbeti. Kız Orhan Gencebay ya da Tarkan demiyor! Diyor ki; "Justin Biber'in posterini odamın duvarına asarak günah işlemiş olur muyum?" Nihat Hoca da ilk kez duyduğu için bu ismi; "Kim bu Justin Bey?" diyor. Öğreniyor ki dünyaca ünlü bir popçu! Tamam. Adam ünlü bir popçu da nasıl popçu? Gençlere örnek gösterilecek, "mahzuru yok" falan denilecek biri mi acaba? O nedenle de hatalı bir yorum yapmamak için "Şimdi gençsin bu tür isteklerin normal ama inşallah vakti geldiğinde duvarına Allah'ın adını asarsın" deyip üstünkörü bir cevapla geçiştiriyor anlamsız muhabbeti.
Ezcümle oluyor yani bazen bu türlü komiklikler ve saçmalıklar; sorulan abuk sorular gereği. Ama Nihat Hoca zekâsı ve tecrübesi ile her daim kurtarıyor pozisyonunu zora düşmekten. Keşke bu tür programlara çıkanların hepsi Nihat Hoca kadar işinin erbabı olsa... Ama olmuyor maalesef! Bu yüzden de bazen akla ziyan saçmalıklar yaşanıyor.
Tıpkı TRT'deki programda olduğu gibi... İlgi alanımda olmadığı için ben de onun adını ilk kez duydum ama Ömer Tuğrul İnançer'in hamile kadınlarla ilgili sarf ettiği sözler tam bir saçmalık ve hatta saçmalıktan da öte ahmaklık! Diyor ki beyefendi; "Hamile kadın sokakta gezemez! Bunun adı terbiyesizliktir!" Ve bunu söylerken öyle bir öfkeleniyor ki, daha kötü laflar söylememek için frene zor basıyor! Bi de ne alakaysa konuyu hamilelikten çıkarıp kadın pedine falan bağlıyor muhterem ve "Maşallah kanatlısı kanatsızı televizyonlarda uçuşuyor! Ayıptır ayıp! Bunun adı realizm değil, terbiyesizliktir" diyerek inanılmaz skandal sözlere imza atıyor.
Düşünün... Programın adı Ramazan Sevinci... Ama konuk olan şahıs sevinç cümleleri kurmaktan bihaber! Karşısındaki sunucu da maşallah ondan bin beter! Hiç değilse insan der ki; "Ama hocam asıl realizm karnında ki bebeğe gelecek hazırlamak için gece gündüz çalışmak zorunda olan hamile kadınlardır! Bu laflarınızla onlara haksızlık etmiş olmuyor musunuz?" Diyemiyor ama! Niye? Çünkü belli ki o da hocasıyla aynı bağnaz kafada! Nasıl bir kafa bu tabii anlaşılır gibi değil! Başka işiniz, konuşacağınız konu mu yok kardeşim? Utanmıyor musunuz bu tür muhabbetleri yapmaktan?
Ben 9 ay 8 gün gezdim hamileyken! Doktorum doğuma iki gün kala zorla elimden aldı arabamın anahtarını! Çünkü doğacak bebeğime daha iyi bir gelecek kurayım diye o ağustos sıcağında, ayağım 42 numaraya çıkmış bir halde son dakikaya kadar sokakları arşınlamak zorundaydım! O günler aklıma geldikçe hâlâ içim sızlar! Bi ben bilirim çektiğim zorluğu, bir de yukarıdaki Allah! Ve şimdi, "Din alimi, uleması" kisvesi altında kalkıp birileri bana "terbiyesiz" deyip hakaret ediyor.
Hadi ordan be! Gidin işinize Allah aşkınıza! Asıl terbiyesizlik iki koca adamın devletin televizyonunda, milyonlarca insanın karşısında insanların tamamen mahremiyetini ilgilendiren konularda laf döktürmesidir! Yani sizin yaptığınızdır! Size ne kardeşim hamilenin terbiyesinden, kadının pedinin ekranlara verilmesinden! Size ne!