Kabine değişikliğiyle ilgili kulislerin boşa çıktığını önceki gün gördük. 5 yaşındaki çocukların bile değişeceğini bildiği İdris Naim Şahin dışında ortaya atılan hiçbir isim tutmadı. En sürprizi Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer oldu. Bakanlıktan alınması bir zorunluluktu bana göre ama şahsen Başbakan'dan bunu yapmasını beklemiyordum. Çünkü eğitimde köklü değişimlerin yapıldığı bir dönemin bakanıydı Dinçer ve Başbakan'ın bu değişimlerin başındaki ismi en azından bir sezon, sonuçlarının ne olacağını görünceye kadar görevinde tutacağına inanıyordum. Başbakan'ın Dinçer'i görevden alıp, yerine Nabi Avcı'yı getirmiş olması revizyondaki en doğru karar. Bu karar onun için de çok hayırlı oldu. Çünkü göreve biraz daha devam etmesi emin olun en çok da Dinçer'in siyasi kariyerini sıkıntıya sokardı. Tamam çok kısa bir zaman görev yapmasına rağmen yıprandı ama 'Bir daha asla olmaz' dedirtecek kadar değil. Şansı var. İnşallah bir dahaki şansını iyi kullanır. Öğretmenleri 'hakir' görmek gibi başka türlü bir gaflette bulunmaz.
Yeri gelmişken şunu belirtmek istiyorum. Dinçer göreve geldiğinde beni heyecanlandırmıştı. Yazılarım ortadadır çok defalar destek attım kendisine. Ancak sonradan o öğretmenleri aşağılar yaklaşımları, burnu Kaf Dağı tavırları beni çok irrite etti. Bir de basınla arasına kurduğu ve adı Burcu olan duvar ve o duvara sağladığı imtiyazlar. Eğer siyasete devam edecekse, ki etmesi yönünde niyet besliyorum, yola basın mensuplarıyla ilişkilerini bozmakla mükelleflerle değil, ilişkilerini sağlamlaştırmayı başarabilenlerle devam etmeli.
Diğer iki isme gelince...
Gelelim Kültür Bakanlığı'ndaki değişime. Ertuğrul Günay'ın gitmesi sürpriz değildi. Değişimine dair çevrilen kulislerin bini bir para ama ben bunları köşeme yazmayacağım. Dedikodudan ibaret olduklarına inanıyorum çünkü. Ertuğrul Bey görevi boyunca çok çalıştı. Kültür ve Turizm bence iyi bir dönem yaşadı onunla ama o iyi dönemin Ömer Çelik'le de daha da artarak devam edeceğine inanıyorum. Demokrat kimliği genç ve dış ilişkilere hakimiyeti çok büyük bir avantaj getirecek bakanlığa.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ çok uzun dönem görev aldı. Değişimi farklılık yaratır. Yerine gelen isim yani Mehmet Müezzinoğlu çoğu insan için birçok şey ifade eder ama benim için ayrıdır yeri. Birçok Avcılarlı gibi benim de çocukluğumun, gençlik yıllarımın doktorudur o. Siyaseten hiç yolumuz kesişmedi ama ateşlendiğim, ağrılar içinde kıvrandığım zamanlarda çok defalar derman olmuştur kendisi. Tam bir beyefendidir. Kibardır. İnsandır. Aynı zamanda bir demokrattır. Solcuların, laiklerin, Kemalistlerin kalesi Avcılar'da hizmet verdi yıllarca ve asla ayrımcılık yapmadı. Özel hastane sahibi olması biraz sorunlu bir durum ama Mehmet Bey'in bu bakanlığı fazlasıyla hak ettiğini düşünüyorum. Emin olun bakanlığı aracılığı ile hastanesine kıyak çekecek tıynette bir insan değil o. O tıynette olsaydı Avcılar'da, devletin ihmali yüzünden altımızdan kayıp giden evlerimizi geri kazandırırdı bize.
Muammer Güler...
En önemli bakanlık değişimi onunla yaşandı. İnşallah barış sürecine katkı sunan bir tavır izler. İzleyeceğine de inanıyorum. Çünkü yakından tanıyorum ve bir görev adamı olduğunu biliyorum. Çok güveniyorum kendisine. Umarım cazı bol, gazı az bir dönem yaşatır.