Biliyordum. Deniz Baykal'a onca yıl yol arkadaşlığı yapan ve şu meşhur kaset olayı patlak verince bir anda U dönüşü yaparak kankasını adeta satışa getiren Önder Sav'ın muhakkak başka bir hesabının olduğunu biliyordum.
Adım gibi emindim. Kimselerin aklına gelmeyecek bir B planının olduğunu hissediyordum.
Ama ne olduğunu bir türlü çözemiyordum.
Epeyce sorgulamıştım aslında bu mevzuyu CHP'deki derin gırtlaklarımdan.
Kimisi, "Kılıçdaroğlu sadece bir geçiş. Asıl amacı eni sonu o genel başkanlık koltuğuna kendisini oturtmak" demişti. Kimisi ise, "Onun için o koltukta oturmanın filan hiççç önemi yok! Çünkü nasıl olsa perde arkasından gölge genel başkan olarak partiyi ve partilileri dilediği gibi yönetiyor ve yönlendiriyor" demişti.
Ama nedense ben bütün bunların safsatadan ibaret olduğunu düşünmüştüm hep.
Çünkü sonuçta CHP tarihinin gelmiş geçmiş en kurnaz, en iş bitirici ve en ketum siyasilerinden biriyle karşı karşıyaydık.
Ve en önemlisi parti teşkilatına en hâkim olanıyla.
Üstelik Hakkâri'den, Edirne'ye... Antalya'dan, Trabzon'a uzanan ve inanılmaz geniş bir alana yayılan hâkimiyetiyle!
Hatta bu nedenden dolayı birçok partilisinin onu, "CHP'nin hafızasıdır! Ve hukukunu koruyan adamdır" diye tanımlamasını normal karşılıyordum.
Ancak böylesine derin bir hâkimiyete, korkunç bir hafızaya, örgütleriyle ilgili kalın bir sicil dosyasına sahip olmayı başaran Önder Sav'ın kulislerde dolaştığı gibi ucuz planların peşinde koşmaya ihtiyacı olmadığını da zihnimde sorguluyordum.
Çok defalar sormuşumdur kendi kendime; "Bu güce rağmen neden hep ikinci adam rolünü oynamayı tercih ediyor" diye!
Ve Baykal'ın skandal malum kaset sonrası devrilmesinin ardından yaşanan süreçte hep yanıtını aradım şu soruların: "Neden delegeleri parmağında oynatabilecek bu iktidarı varken Önder Sav Baykal'ın yerine kendisi oturmadı? Neden bütünüyle kendisinin kaleme aldığı senaryoda 'esas oğlan' rolünü oynaması için Kılıçdaroğlu'nu tercih etti?"
Nihayet bu sorularımın yanıtı dün sabah karşılık buldu sevgili okurlarım.
Hem de Önder Sav'a yakınlığı asla tartışılamayacak bir CHP'li dostum tarafından!
Meğer Önder Bey'in hedefi CHP'nin Genel Başkanlığı'ndan öte bir şeymiş.
Meğer Kılıçdaroğlu'nu o koltuğa oturturken kendisine deklare etmiş. Demiş yani; "Kemalciğim... Sen Genel Başkan olacaksın! Ben de Cumhurbaşkanı!"
Bunu duyunca, "Ohh be! Şimdi oldu işte" dedim.
Ve "meğer" ile başlayacak bir kulis daha aldım aynı haber kaynağımdan.
Meğer referandum sonrası, "Derhal kurultay toplanmalıdır!" diyen Deniz Baykal'ın da tek derdi Cumhurbaşkanlığı'na doğru yola çıktığını öğrendiği Önder Sav'a bir çelme takmakmış! Yani meğer onun da arzusu Türkiye Cumhuriyeti'nin halk tarafından seçeceği ilk Cumhurbaşkanı olarak adını tarihe yazdırmakmış.