Günlerce, Türkiye'nin en büyük yazarı olarak lanse edilen Ahmet Hakan Coşkun' un niçin askerlik yapmadığını yazdım bu köşede. Geçirdiği mide operasyonunu, ardından dalağını koparmaya kadar varan kaza senaryosunu, belgelere, kanıtlara dayanarak tek tek döktüm ortaya...
Durum o kadar vahim ki Ahmet Hakan açısından. Yazılanlardan dolayı sinirleri bozulmuş, duş alırken kayıp kolunu kırmış (Yakında, "Nereden bela oldu bu kadın" deyip, kafasını kıracak ya neyse)...
Ama hâlâ benim Genelkurmay'ımdan bir "tık" yok!
Artık bu memlekette garip şeyler oluyor. Aklım almıyor. Baksanıza, "Bu irticacı cambazlık yapıyor askerden kaçmak için. Midesini çizittirip bize yutturacağını sanıyor. Bu adamın Kasımpaşa'dan aldığı çürük raporunu yok saymaz iseniz hepinizi emekli ederim" diyerek bas bas bağıran dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir Paşa bile Ahmet Hakan'ın yanağını okşayıp, "Geçmiş olsun Ahmetciğim" diyor... Ben de merak ediyorum...
Sadece merak...
Acaba Ahmet Hakan'ın son yazılarında sürekli TSK'ya selam çakması mı bekletiyor bu olayın sonuçlanmasını yoksa, birileri bıyık altından gülüp, "Buldun belanı işte. Kaçtın kaçtın da ne oldu. Bu hatun kişi seni cümle âleme rezil etti!" deyip, işin tadını mı çıkarıyor?