Türkiye ihracatının 500 milyar dolara yükseleceği söylendiğinde bazıları buna inanamadı. Hatta ulaşılmaz bir hedef olarak gördüler. Artık Türkiye'nin 500 milyar dolarlık ihracat hedefini on yıl sonra yakalaması ulaşılmaz olmaktan çıkıyor. Neye dayanarak söylüyoruz bunu? Endonezya'nın Bali adasında 5-7 Aralık'ta yapılan Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) bakanlar toplantısında küresel ticaretin liberalleşmesi ve hızlandırılması için önemli adımlar atıldı. Bundan böyle DTÖ'ye üye 159 ülke gümrük işlemlerini hızlandıracak, ticaret kolay ve hızlı hale gelecek. Böylece bürokrasi azalacak, şeffaflık artacak, artık gümrüklerde yolsuzluklar öyle eskisi gibi olamayacak. Yeni kararların küresel ihracat maliyetlerini 400 milyar dolarla 1 trilyon dolar arasında azaltacağı tahmin ediliyor. Ve azalan maliyetler nedeniyle dünya ticari mal akımlarında ve gelirlerinde yüzde 10-15 artış olacağı ileri sürülüyor. Dolayısıyla halen 18.7 trilyon dolar olan dünya yıllık mal ihracatının, bürokrasinin azaltılması ve liberalleşmeyle 20 trilyon dolara yükseleceğini söyleyebiliriz. Tabii yeni düzenlemede gelişmekte olan ülkelerin ihraç ürünlerine zengin ülkelerin uyguladığı kotaların ve yüksek gümrük vergilerinin kaldırılması fakir ülkelerin büyümelerini hızlandıracak, 20 milyon yeni istihdam yaratılacak, yabancı sermaye yatımları çoğalacak.
"Peki bütün bunların Türkiye'ye ne faydası olacak?" sorusu akla gelebilir. Hemen cevaplayalım. ABD devleti ve Avrupa ülkeleri tarım ürünlerine yılda yaklaşık 400 milyar dolar devlet yardımı yapıyor. İşte bu nedenle Türkiye dahil pek çok gelişmekte olan ülke tarım ürünlerinde zengin ülkelerle rekabet edemiyor. Oysa zengin ülkelerin aşırı korumacı tedbirleri ve yüksek devlet yardımları kaldırıldığında, Türkiye tarım ürünleri ihracatında küresel güç haline gelebilir. Ve şu anda yılda yaklaşık 17 milyar dolar olan gıda ve tarım ürünleri ihracatını bu ülke kısa sürede 50 milyar dolara çıkartabilir. Bütün bunların yanında ticari engellerin kaldırılmasıyla ürünlerini satabilen gelişmekte olan ülkelerin iç talepleri çoğalacağından Türkiye'nin özellikle gelişmekte olan ülkelerle doğrudan yatırım ve dış ticaretinin hızla artacağını söyleyebiliriz. Yine küresel ticarette azalan bürokrasi ve liberalleşme Türkiye'nin imalat sanayi ürünlerini daha kolay pazarlamasını sağlayacak. Çünkü Türkiye bölgesinde çok mallı imalat sanayisine sahip tek ülke oluyor. Ve imalat sanayisi ürünlerini dünyanın fert başına geliri en yüksek pazarı olan Avrupa Birliği'ne satabiliyor. O halde bu kalite belgesi Türkiye'nin ürünlerine iyi bir destek olduğundan ihracat hem çevre ülkelere hem de diğer pazarlara hızla artabilir. Dolayısıyla Türkiye'nin bu yıl 153 milyar dolar olan ihracatı 2023'te 500 milyar dolar hedefini geçebilir. Kısaca hafta sonunda Bali adasında alınan kararlar Türkiye'ye yeni ufuklar açıyor. Türkiye ekonomisi bu kararlarla daha da güçlenecek. Maalesef kötümserlere yine iyi haberimiz yok.