Başbakan Erdoğan, bütçeyi hortumlayanların hortumlarını kesti ve devletin iki yakası bir araya geldi. Şimdi de yeni Ticaret Kanunu'yla, şirketleri hortumlayıp, borcunu vatandaşın sırtına yükleyen şirket hortumcularının hortumlarını kesecek.
Fakat şirket hortumlarının kesilmesinden rahatsız olanlar var. Bunlar, yeni Ticaret Kanunu'nu 1 Temmuz 2012'de yürürlüğe koydurmayıp eski düzeni sürdürmek istiyorlar. IMF'siz ve hortumsuz bir ekonomi bunların işine hiç gelmiyor. Dört yıl önce de TOBB ve TÜSİAD temsilcileri "IMF ile anlaşma olmazsa Türkiye batar" demişlerdi. Şimdi de yeni Ticaret Kanunu'ndan çok mustaripler.
Oysa düne kadar TOBB ve TÜSİAD, "kayıt dışına karşıyız... Vergiyi biz ödüyoruz, kayıt dışı olanlar ödemiyor. Bu yüzden ticari hayatta rekabet bozuluyor" diyorlardı. Şimdi ise kayıt dışını en aza indirecek olan yeni Ticaret Kanunu'nun uygulanmasını istemiyorlar. Yeni kanunu hazırlayan ekibin başındaki Prof. Ünal Tekinalp'i adeta çarmıha gerdiler ve kanunun 50 maddesini değiştirtmeye kalktılar.
Peki Prof. Tekinalp TÜSİAD ve TOBB'a ne cevap veriyor? Tekinalp, bana gönderdiği mektupta yeni Ticaret Kanunu'na karşı çıkanların dört noktadan saldırdığını belirtiyor. Birinci saldırıyla ilgili Prof. Tekinalp şunu söylüyor:
"AB ülkelerinin modern ticarî ceza hukuku, piyasa aktörlerini hem korur hem de kuralların ihlalini cezalandırır. 'Ekonomik suça ekonomik ceza' ilkesi sadece idari para cezalarını değil, hapis cezasını da kapsar. Kaldı ki, envanter hilesi yapmak, sahte bilanço düzenlemek, finansal tabloları karartmak, gayrimeşru işlemleri peçelemek ekonomik değil, yüz kızartıcı ağır suçlardır. Ekonomik suç demek, işlenmesi meşru suç demek değildir."
Tekinalp'in ikinci saldırıya cevabı da şöyle: "AB, yatırım iklimi kuralları, ortaklar cari hesabından sınırlı sorumlu anonim ve limited şirketlerde, ortağın şirketten geri ödememek üzere borç almasını, şirketi kasası gibi kullanmasını kabul etmiyor. Yeni Ticaret Kanunu'nun hapis cezası bile vermediği bu suça, Avrupa'da küçük limited şirketler de dahil beş yıl hapis ve 375.000 Euro para cezası veriliyor.
Prof. Tekinalp TOBB ve TÜSİAD'ın üçüncü noktadaki saldırısını şöyle boşa çıkarıyor: "Yeni Ticaret Kanunu'yla ilgili en büyük bilgi kirliliği, yalan ve yanlış "enformasyon", internet sitesi hakkındadır. Kanun'un 1524. maddesini okuyanlar "dozajı kaçmış" yargısının doğru olmadığını görürler. İnternet sitesinde şirketin ileriye dönük planları, tasarladığı yatırımlar, gireceği ihaleler, stratejiler yayımlanmaz. Finansal tablolar, yönetim kurulu üyelerine ve yöneticilere tanınan mali hak ve olanaklar, birleşme ve bölünmede pay değiştirme oranlarının nasıl hesaplandığı gibi pay sahiplerini ve küçük yatırımcıları ilgilendiren bilgiler, ABD'de yaşanan Enron skandalından beri artık şirket sırrı değildir.
Tekinalp'ın dördüncü saldırıya cevabı da şu: "Türkiye, önümüzdeki yıllarda KOBİ'lere, dolayısıyla limited şirketlere 100 milyarlar tutarında teşvikler verecektir. Tüm AB, KOBİ'lere finansal raporlama standartları ve denetleme getirmektedir. Çünkü AB limited şirketleri küçük ve özellikle orta ölçekli ticaret ile üretimin temel taşları olarak görüyor. Türkiye limited şirketleri bugünkü hali ile bırakamaz; bırakırsa büyük sosyal maliyetler öder. Aynen 2002'de bankalar için ödediğimiz milyarlar gibi. Türkiye yeni travmalar yaşar; aynen 2002'deki gibi. Türkiye'de şimdi bazı kesimler 'KOBİ'leşme' ve 'limitedleşme' süreci başlatmışlardır. Çünkü gelmekte olan teşvikler ve AB programları caziptir. Bu sebeple aynı kesimler denetimsiz bir şekilde bu teşviklerden yararlanmak için limited şirketlerden denetimi ve raporlama standartlarını kaldırmayı hedeflemişlerdir. Anlayacağınız, eğer yeni Ticaret Kanunu bu dört noktada değiştirilirse, önümüzdeki yıllarda büyük bir soygunla karşı karşıya kalacağız ve soyulan şirketlerin paralarını vatandaşlar olarak vergilerimizle ödeyeceğiz demektir.
Prof. Tekinalp'in haklı olarak iddiası bu. Şimdi sıra TÜSİAD ve TOBB başkanlarında... Çok net konuşan değerli bilim adamı Prof. Dr. Tekinalp'e cevap versinler. Bakalım bu iddialara ne diyecekler? Merakla bekliyoruz.
