Avrupa ekonomisi üç yıldır büyümüyor. Halen Avrupa'da üretim, 2008 krizi öncesine göre yüzde 2 geride bulunuyor. Kriz öncesine göre İspanya'da ve İngiltere'de üretim yüzde 4, İtalya'da yüzde 5, Yunanistan'da yüzde 10, İrlanda'da ise yüzde 15 düştü.
Peki Avrupa'nın üretimi niye üç yıldır üst üste düşüyor? Avrupa üç yıl öncesine göre niye daha az mal ve hizmet üretiyor? Avrupa'da üretim yüksek kamu borcu ve bütçe açığı yüzünden azalıyor. Çünkü yüksek kamu borcu ve bütçe açığı, piyasalardaki kullanılabilir fonların devlet tarafından tüketilmesine neden oluyor. Devletin aşırı borçlanması bu ülkelerde faizleri yukarıya çekiyor. Dolayısıyla özel sektör yatırım için ucuz para bulamıyor ve yatırımlarını azaltıyor. Böylece büyüme duruyor, işsizlik çoğalıyor.
İşte şimdi Avrupalı liderler büyüme ve uzun dönemli yapısal reformları devreye sokmak istiyorlar. Devlet yardımlarının istihdamı çoğaltacak biçimde kullanılmasını planlıyorlar.
Peki bu plan başarılı olur mu? Başarılı olması için önce AB'nin zengin ülkelerinin silah satışından vazgeçmeleri lazım. Çünkü Avrupa'nın zenginlerinin çevre ülkelere silah satışları bu ülkelerin kamu maliyesini bozuyor. Özellikle Fransa ve Almanya'nın Yunanistan'a silah satışı her yıl 10 milyar doları buluyor. Bu bizim de daha fazla silah almamıza neden oluyor. Oysa silah alımı, istihdama ve büyümeye hiçbir katkı yapmıyor. Bu nedenle borçlanarak alınan silahlar, sonunda o ülkelerin kamu maliyesini çıkmaza sokuyor. Unutmayalım, biz de aşırı silah alımı nedeniyle Yunanistan'ınkine benzer bir krizi 2001'de yaşamıştık.
Üstelik AB'nin zengin ülkeleri, bu silahları çevre ülkelere zorla satıyor. Öyle ki, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ve Almanya Başbakanı Merkel, Yunanistan'ın eski Başbakanı Papandreu'yu, "bizden silah almazsan sana AB'den mali yardım vermeyiz" diye tehdit etmişti. Zira bu iki ülke ekonomilerini, çevre ülkelere silah satarak ayakta tutuyor. Avrupa'nın zengin ülkeleri bu silah satışlarından vazgeçmediği sürece çevre ülkelerin krizlerden kurtulması zor görünüyor.
Bazıları, silah alımının azaltılmasını ekonomik sorunun çözülmesi için yetersiz bulabilir. Çevre ülkelerin, emek verimliliğinin düşük olmasından ve zenginlerle aynı para birimini kullanmalarından ötürü mallarını satamadıklarını asıl sorun olarak gösterebilirler. Bu kısmen doğrudur. Ama sürekli borçlanarak silah almaya devam ettikleri takdirde bu ülkelerin kamu maliyelerini sürdürülebilir hale getirmesi asla mümkün değildir. Çünkü silah alımı, devlet borçlarının tüketime harcanması anlamına gelir. Oysa kamu borçlanmasının, borca ödenen en düşük faiz haddine eşit bir sosyal getiri yaratması şarttır. Silah ise bu getiriyi asla sağlamıyor. Türkiye'de son dokuz yılda yaşananlar buna en güzel örnektir.
Ne oldu son dokuz yılda Türkiye'de? Kamu harcama bileşimi eğitim ve sağlık harcamaları lehine değiştirildi. Askeri harcamalar göreli olarak azaltıldı. İlk defa 2004'te eğitim harcamaları askeri harcamaları geçti. Böylece sosyal getiriler borçlanma maliyetlerinin üzerine çıktı ve maliye politikası sürdürülebilir hale geldi.
Avrupa da, Türkiye'nin yaptığını yapar ve silah harcamasını azaltırsa ekonomisini düzeltir. Aksi takdirde, silah satarak sürdürülebilir bir maliye politikasına sahip olmak AB için mümkün görünmüyor. Silahı alanın ekonomisi sonunda batacak, artık belli bu! Bu gerçeği sonunda ABD bile gördü. Silaha para harcayarak kamu maliyesini sürdüremeyeceğini anladı. Onun için asker sayısını azaltıyor, silaha yaptığı harcamayı küçültüyor. Başka çare yok çünkü.