İşsizlik rakamlarının gerilemesi bazılarını yine memnun etmedi. Oysa bütün küçümsemelere rağmen, Türkiye istihdam artışında dünya birincisi oldu. Tabii önümüzdeki dönemde dünya ekonomisindeki durgunluğa paralel olarak bizde de rakamlar olumsuza gidebilir ama en son işsizlik rakamları Türkiye'de refahın arttığını gösteriyor.
Eylülde işsizlik yüzde dokuzun altına inerek yüzde 8.8 oldu. Böylece son bir yılda istihdam yüzde 7.7 artarak toplam bir milyon 776 bin kişiye iş yaratıldı. Ekonomik büyüme ve buna paralel olarak da istihdamda yaşanan artışta, "yüksek faiz-düşük kur" politikasının terk edilmesi büyük rol oynadı. Çünkü Türk parasının üzerindeki aşırı değerin alınması ihraç mallarına rekabet gücü sağladı. İhracat bu yıl 135 milyar dolar oldu. Böylece dış talep uzun bir aradan sonra ekonomik büyüme üzerinde etkili oldu. Zaten bu tutarıyla bu yıl ihracatta Cumhuriyet tarihinin rekoru kırılacak.
Bütün bunları şundan hatırlattık... Dün Cenevre'de Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTO) sekizinci bakanlar toplantısı başladı. Toplantıya Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan katılıyor.
DTO, dünya ticaretinin kurallarını düzenliyor, adil ticaretin gerçekleşmesi için çalışıyor. Bu yıl Rusya da DTO'ya üye olacak. Türkiye'nin dış ticaretinde önemli bir yeri olan Rusya'nın DTO'ya katılması sorunların çözülmesini sağlayacak. Çünkü artık Rusya da küresel ticaretin kurallarına uyacak.
Rusya'nın DTO'ya katılmasından memnun olduğunu belirten Bakan Çağlayan, "Dünyanın ekseni, 2008 dünya mali krizinin ardından, zengin ülkelerden Rusya, Çin, Hindistan, Brezilya, G.Kore, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere kaydı" diyerek, son birkaç yıldır yaşanan döşümü ve bunun Türkiye'ye olası etkilerini şöyle özetledi. "Önümüzdeki dönemde gelişmekte olan ülkelerde 700 milyon insan orta sınıfa geçecek. Bu dönüşüm, bizim dış ticaretimize büyük katkı yapacak. Türkiye 20 bin çeşit mal ihraç ediyor. İhraç ürün sayısı daha da artacak. Ayrıca Etiyopya'da ve Mısır'da ikişer milyar dolar tutarında yatırımımız var. Afrika ülkelerine yatırımlarımız hızla artıyor. Bir de insani amaçlı yardımlarımız var. Hastane, okul kurarak Afrika'ya insani yardım yapıyoruz" dedi. Cari açık konusuna da değinen Çağlayan, faiz lobisinin cari açık üzerinden saldırdığını, bunun centilmence olmadığını ileri sürdü. Ve durumun boksta, kaşı açılan boksörün kırılgan bölgesine vurmak anlamına geldiğini belirtti. Cari açığın sorun olmaktan çıkacağını, çünkü yeni teşvik sistemiyle kapı kapı dolaşıp pazarlama yapmak yerine ihtiyaç üzerine üreten sisteme geçileceğini, böylece daha çok ihracat yaparak cari açığın kapanacağını ileri sürdü.
DTÖ Başkanı Pascal Lamy ile yaptığı konuşmaya da değinen Çağlayan "cari açığı korumacılık önlemi alarak kapatmayacağız, rekabetçi ve liberal dış ticaret rejimiyle kapatacağız. Bunu kendisine ilettim" dedi.
Bu arada, dünyada açlık çeken çocukların sorununu dile getirmek ve adil ticaret istemek için İstanbul'dan Cenevre'ye gelen 13 Bilfen Okulu öğrencisinin sunumuna da katıldı Bakan Çağlayan. Çocukların taleplerini de genel kurulda dile getireceğini belirtti. Çünkü sorun vahim. Düşünün Somalili bir çocuk yılda ancak yarım kilogram pirinç tüketebiliyor.
Peki DTO adil ticaret ve açlığın önlenmesinde başarılı mı? Hayır değil. Çünkü zengin ülkeler kurallara uymuyor. Kendi çiftçilerini korumak için gelişmekte olan ülkelerden gelen tarım ürünlerine kota ve yüksek gümrük vergisi uyguluyorlar. Ürettikleri sanayi mallarının gelişmekte olan ülkelere satılması için de önlerine çıkan her türlü engeli kaldırtıyorlar. Bu yolla yapılan adaletsiz ve insafsız ticaret nedeniyle fakir ülkeler mallarını satamıyorlar ve sonuçta açlık bu ülkelerde giderek çoğalıyor. Yılda bir milyon çocuk açlık ve yetersiz beslenmeden ölüyor. Anlayacağınız zengin ülkeler ticaret yoluyla feci bir insanlık suçu işliyor. İşte bu nedenle DTO bakanlar toplantısı çok önemli. Ama bu toplantıda da soruna çözüm bulunması beklenmiyor. Çünkü ABD ve AB'nin zengin ülkeleri hâlâ DTO yönetimine hâkimler. Ancak Çin'den sonra Rusya'nın da DTO'ya girmesiyle yakın dönemde dengeler değişeceğe benziyor. Kısacası artık uluslararası kuruluşların yönetiminde de eksen kaymaya başlıyor. Umarız bu eksen, dünyanın fakirlerine ve açlarına bakışta da bir an önce kayar.