İstanbul'a ikinci bir boğaz kazandıracak olan Kanalistanbul projesini Başbakan Erdoğan dün açıkladı. Kanalistanbul Projesi, Türkiye'nin belki de Güneydoğu Anadolu Projesi'nin (GAP) ardından en büyük yatırımı olacak.
Biliyorsunuz, Cumhuriyet tarihinin en büyük projesi olan GAP'ın maliyeti yaklaşık 32 milyar dolar tahmin ediliyor. Peki Kanalistanbul projesinin maliyeti için ne öngörülüyor? Yaklaşık 150 metre genişliğinde, 25 metre derinliğinde ve 40 kilometre uzunluğunda olması planlanan Kanal İstanbul'un sadece su doldurmaya müsait hale getirilmesi için yapılacak kazı ve inşaat maliyeti 6- 8 milyar dolar tahmin ediliyor. Kamulaştırma bedelleri, yapılacak köprüler ve diğer yapılar dahil toplam maliyetin 15-18 milyar dolar olacağı düşünülüyor.
Gelelim projenin ekonomiye kazandıracaklarına... Proje her şeyden önce İstanbul'un can güvenliğini sağlayacak. Çünkü boğazdan geçen petrol ve diğer enerji hammaddesi taşıyan gemiler İstanbul'un can ve mal güvenliği için büyük bir tehdit oluşturuyor.
Bu tehdidin en aza indirilmesi, ekonomiye bir "pozitif dışsallık" olarak değerlendirilebilir. Böylece İstanbul'un yoğun yerleşim alanlarının bir patlama ve yangın riskine karşı bu projeyle korunacak olması, İstanbul'da emlak değerini artıracak. Ayrıca İstanbul'un finans merkezi olarak planlandığı da düşünülürse, bu proje sayesinde finans merkezi olma yolunda önemli bir mesafe alınacak. Çünkü patlama ve yangın riskine karşı korunma, finans merkezleri için vazgeçilmez bir güvenlik unsuru oluyor.
Kanalın geçiş ücretlerine gelince... Yılda yaklaşık bir milyar dolarlık yıllık geçiş ücreti ve diğer hizmet bedelleri tahsil edilebilecek. Bu yönüyle Kanal İstanbul, bir altyapı projesi olarak kısa sürede kendisini finanse edebilecek.
Peki Kanalistanbul hangi yöntemle yapılacak? Henüz projenin bu yönü açıklanmadı. Umarız, kamu maliyesine ek finansman yükü getirecek bir yöntemin tercih edilmesi düşünülmüyordur.
Bize göre, böylesine büyük bir proje için en uygun yapım yöntemi "yapişlet- devret" olabilir. Böylece mevcut maliyet yapısına göre yatırım bedeli özel sektörce finanse edilir ve kanal, yatırımcıya makul bir kâr sağlayan işletme süresinin ardından kamuya devredilir. Sonra tekrar ihale yoluyla kanalın işletme hakkı özel sektöre verilerek, bütçeye sürekli gelir sağlanır. Yapişlet- devret yöntemi benimsenirse, Kanal İstanbul, sadece ekonomiye katkıda bulunmakla kalmaz, kamu maliyesine de sürekli gelir sağlar.