Yeni teknolojiler yeni savaş türlerini ortaya çıkarıyor. Tarihte savaş araçları iki tekerlekli arabalarla başladı, uçakla devam etti ve nükleer silahlara ulaştı. Şimdi de yeni bir savaş türü internet üzerinden gündeme geldi. Yeni savaşın aracı internet. Bu savaş, büyük şirketleri internet üzerinden kilitleyerek yapılıyor. Elektrik santralleri, petrol rafinerileri, bankalar ve hava trafik kontrolü yapan şirketlerin bilgisayar sistemlerine internet yoluyla girilip kontrol sistemleri çökertiliyor.
Elektrik santrallerinin kilitlendiğini ve üretim yapamaz hale geldiğini düşünün... Ya da hava trafik kontrol sisteminin bozulduğunu hayal edin. Bir anda toplumsal yaşam büyük bir bunalıma girebilir.
Dolayısıyla bu yeni savaş türünde tabancalı, tüfekli, bombalı, füzeli saldırıdan daha devasa bir şokla karşı karşıya kalıyorsunuz. İşte bu yeniş savaş türüne 'siber savaş' deniyor. Artık üniformalı asker, polis, ordu yok. Saldırgan, odasında masa başından internet yoluyla sizi büyük bir kaosun içine sokabiliyor.
Gelelim yeni savaşın yeni komutanlarına... Amerikan Savunma Bakanlığı bir siber savaş komutanlığı kurdu ve başına Orgeneral Keith Alexander'ı getirdi. Yeni komutan, füzelerle yapılan nükleer savaşın kontrolünün mümkün olduğunu söylüyor. Siber savaş ise daha çok biyolojik savaşa benziyor ve her yerden saldırabiliyor. Dolayısıyla kontrolü çok zor.
İşte bu nedenle, siber saldırıların Cenevre Konvansiyonu'na dahil edilmesi, bomba ve füzeyle yapılan saldırılarla eş düzeyde olduğunun kabul edilmesi gerekiyor. Ayrıca siber saldırılara karşı küresel bir izleme merkezi kurulması isteniyor. Amerikan istihbarat birimleri siber saldırılara karşı en çok Çin ve Rusya'dan şüpheleniyorlar. Dolayısıyla elektrik santrallerinin ve altyapı tesislerinin bilgisayar sistemlerini sürekli kontrol ediyorlar.
Dünyada bütün bunlar yaşanırken, Türkiye'de siber savaşa karşı birim var mı? Amerikan ordusunda olduğu gibi bir komutanlık yok bizde. Oysa elektrik üretim tesislerini, rafinerileri ve diğer altyapıyı, değişen savaş tekniklerine karşı bilgisayar sistemleriyle koruyacak bir savunma teşkilatı gerekiyor.
Tabii bir de bu teşkilatı yönetecek uzmanlara ihtiyaç duyuluyor. Peki bizde böyle bir komutanlığı yönetecek orgeneral var mı?
Halkı günümüzün en büyük tehdidi olan siber savaştan nasıl koruruz diye düşüneceklerine, kısa süre önce ordudan ayrılan bazı emekli generallerin, nasıl darbe yaparız diye planlar yaptıkları savcılık iddianamelerinde tek tek ortaya çıkıyor.
Bu yüzden sivil iradenin belirlemesi gereken dış güvenlik ilkelerini askerlere bırakmamak gerekiyor.
Çünkü bugün devletler arasında en büyük savaş ekonomide veriliyor ve dış tehdit artık ülkelerin ekonomilerini hedef alıyor. Eğer dış güvenlik ilkelerini askerler belirlerse, ekonomiye yönelik dış tehditler görülemez ve dünyayla rekabet edilemez.