Anayasa Mahkemesi, demokrasi üzerindeki bürokratik vesayeti kaldırmak üzere yapılan anayasa değişiklik paketinin bazı maddelerini iptal etti. Anayasa Mahkemesi'nin yetkisini aşarak gerçekleştirdiği bu iptal kararlarına rağmen, paket bu haliyle bile vesayet sisteminin gücünü daraltıyor, ülkede özgürlükler alanını genişletiyor. Eğer paket referandumda kabul edilirse Türkiye ekonomisi de bu yeni anayasa maddelerinden olumlu etkilenecek.
Gelelim anayasa değişikliklerinin kabulünün yaratacağı ekonomik faydalara... Bundan böyle vatandaşın yurtdışına çıkma özgürlüğü sadece hâkim kararına bağlı olarak sınırlandırılabilecek. Bir işadamı "Vergi borcu var" denilerek, bir maliye memurunun yazısıyla tam yurtdışına bir iş anlaşması imzalamaya giderken uçaktan karga tulumba indirilemeyecek.
Ayrıca, herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahip olacak. Bir kamu görevlisi veya bir başkası vatandaşın nüfus, tapu, banka hesapları ve vergi dosyalarına keyfi olarak girip bakamayacak. Böylece vatandaşa şantaj yapma olasılığı azalacak.
Bunun yanı sıra herkes, temel hak ve özgürlükleri kamu gücü tarafından sınırlandığında Anayasa Mahkemesi'ne başvurabilecek. Böylece kamu gücünün keyfi uygulamalarına son verilecek.
Kamu otoritesinin uygulamalarına karşı kullanılabilecek diğer bir başvuru yolu da kamu denetçisi olacak. Herkes kamunun işleyişiyle ilgili olarak denetçiye başvurup bilgi alacak, kendisine yol gösterilmesini isteyebilecek.
Ekonomide sesini bir türlü duyuramayan işadamlarına ve sivil toplum örgütlerine gelince... Artık ekonomik ve sosyal politikaların oluşturulmasında hükümete fikir veren bir Ekonomik ve Sosyal Konsey kurulacak. Böylece işadamlarının ve emekçinin sesi daha çok duyulacak. Memurlar sendika kurabilecek.
Diğer önemli bir konu ise bundan sonra sivil kişiler savaş hariç askeri mahkemelerde yargılanmayacak.
En önemlisi de, sadece siyasi değil ekonomik sistemi de sakatlayan, "yargı vesayeti" ne darbe vurulacak. Artık, yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacak. Yargı, hiçbir surette yerindelik denetimi yapamayacak.
Bu ekonominin yönetiminde öyle önemli bir demokratik adım ki... Bundan böyle, seçilmiş hükümetlerin ekonomik icraatları ekonomik fayda ve maliyet analizi yapılmadan "kamu yararına uygun değil" gerekçesiyle iptal edilmeyecek. Yatırımların çoğalmasına ve istihdamın artmasına engel olan yargı kararları alınamayacak. Böylece yargı tarafından hükümetlerin ekonomik icraatları ideolojik nedenlerle engellenemeyecek.
Anlayacağınız nihayet siyasetçiler, seçim meydanlarında ekonomiyle ilgili halka vaat ettiklerini yüksek yargıya takılmadan yapabilecekler. Ekonomiyi, yargıçlar değil seçilmiş siviller yönetecekler.