Devlet rantlarıyla geçinmeye alışmış "kriz lobisi", uluslararası krizden kendisine fırsat yaratmaya çalıştı ve Türkiye'nin IMF olmadan batacağını ileri sürdü.
Lobi, IMF'den 35 milyar dolar borç para alınıp kendilerine verilmesini istedi. Aksi takdirde iş dünyasının dış borçlarını ödeyemeyeceğini duyurdu.
Bütün bu isteklerin geçmişte kalan bir alışkınlık olduğunu gören AK Parti Hükümeti ise kriz lobisine teslim olmadı. Hükümet, IMF'den 35 milyar dolar borç alıp lobiye vermeyince, bunlar 'ödeyemeyiz' dedikleri dış borçlarını paşa paşa ödediler ve hala da ödemeye devam ediyorlar.
Peki kriz lobisinin istediği gibi IMF ile anlaşıp 35 milyar dolar alsaydık ne olurdu? Devletin borç yükü 35 milyar dolar artardı. Alınan borç nedeniyle zaten aşırı değerli olan Türk parası daha da değerlenirdi. Dolayısıyla dünyada rekabet gücümüz iyice azalırdı. Ayrıca kriz lobisi halkın sırtına bir borç daha yüklemiş olurdu. Çünkü hatırlayın, daha önce alınan IMF kredileri hep dar gelirli kesimlere dolaylı vergi olarak yansıdı.
Gelelim, 'IMF'siz batar' dedikleri Türkiye ekonomisindeki son gelişmelere...
Dün, mart ayı, işsizlik rakamları açıklandı. İşgücüne katılma oranı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1.7 puan arttığı halde işsizlik oranı yüzde 15.8'den yüzde 13.7'ye geriledi. Geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 593 bin yeni istihdam yaratıldı.
Halbuki Türkiye ekonomisinin dinamiklerine güvenmeyen bazı iktisatçılar, 'IMF olmazsa, işsizlik yüzde 18-19'u bulur' diyerek herkesi korkutmuşlardı. Söyledikleri gerçekleşmedi. Bu öngörünün sahipleri şimdi ortalarda pek görünmüyorlar. Dolayısıyla, "IMF'siz Türkiye ekonomisi daha iyi yönetiliyor" gerçeğini dile getirmek zorunda kalmıyorlar.
Türkiye IMF ile anlaşmasını yenilemedi ama aynı dönemde IMF'le anlaşma imzalayan ülkeler oldu. Peki bunların ekonomileri nasıl gelişti?
IMF ile stand-by anlaşması yapan Macaristan zora girdi. 2010'da yüzde 0.2 küçülecek. Diğerlerinin durumu da iyi değil. IMF ile anlaşma yapan Ukrayna, Romanya, İzlanda, Gürcistan hatta Polonya büyümekte zorlanıyor. IMF ile esnek kredi anlaşması yapan, Avrupa Birliği'nden yoğun yardım alan Polonya'nın genç işsiz sayısı Türkiye'den fazla bulunuyor.
Anlayacağınız Hükümet, IMF, anlaşmasını yenilemeyerek bütçe üzerindeki 'IMF vesayetini' kaldırdı. Sıra, anayasa değişiklik paketinin referanduma sunulmasıyla, siyaset üzerindeki 'yargı ve askeri vesayetin' kaldırılmasına geldi. Tabii halk adına karar veren yargı, halkı engellemezse.