Geçen hafta iki kez Masa keyfi yaşadım.. Masa, İstinye Park'ın Şanzelize dediğim açık alanındaki restoran.. Hele yazları, açık kısmı tam Paris havası.. Birinde davetliydim. Fashion Night Out Gecesi, o açık alanda çok güzel bir etkinlik vardı.
Fransa'nın "Yetenek" yarışmasını kazanan müthiş bir genç zenci şarkıcı, dinletti ve dans ettirdi, gece yarısına kadar. Biz de Masa'da oturup izledik.
Ötekinde ben davet sahibiydim. Kız kardeşim Serpil eşi Fethi.. Gelin Başak, torun Leyla.. Bir de çok çok uzun zamandır Amerika'ya yerleşmiş, Ankara'dan ortak dostlar, Çetin ve Jetta, tatile gelmişler, onlar..
Rasim demişti ki, "O ünlü Hakkasan'ın Çinli ahçısı şimdi Masa'da, bayılacaksın.."
Çin Mutfağı en favorimdir. Oraya gittik.. Masa'nın etçileri benim gibi Çin usulü dana söylediler. Serpil'le Jetta da somon ızgara..
Yani uzun yıllardır İstanbul'da böyle bir Çin lezzeti tatmamıştım.. Serpil "Ben hayatımda böyle somon yemedim" dedi. Çetin ete bayıldı. Çin Mutfağının en güzelleri Amerika'dadır düşünün..
Jetta, somona inanamadı.. "Bu servis sana özel Hıncal" dedi bana..
Serviste bana özel şey vardı tabii.. Tatlılar Borsa'dan gelmişti. Rasim benim Borsa fırın sütlaça ve Borsa Kazan Dibine bayıldığımı bilir.
Hemen arkadaki mekanından yollatmış, orda olduğumu öğrenince..
Oysa, Masa'nın, oğul Umut'un yani, tatlıları da muhteşemdir. Onlar bir dahaki sefere artık.
Bu Hakkasan'dan gelen şefle Masa'yı deneyin mutlak.. Ambiyans zaten bin!.
