"İmparator Julian Apostate, Bizans- Roma tarihinde en kısa süre tahtta kalan hükümdarlardan biri. Hakkında en çok kitap yazılan, en çok araştırma yapılan, sade ama farklı yaşamı ve yaptıkları ile dikkat çeken bir hükümdar.
Dininden döndüğü için 'Apostate/ Dininden dönen/ Mürtedi' diye anılıyor" demiş, Üstad Radi Dikici bu haftaki yazısını bize yollarken.
***
Julian, babası amca oğulları tarafından idam edildiğinde 6 yaşındadır. Yaşının küçüklüğü onun hayatta kalmasını sağlar. İmparatorluk ailesinden olduğu için yine de sıkı bir eğitimden geçirilir. Roma İmparatorluğu'nun resmi dini Hıristiyanlık olmasına rağmen o büyüdüğünde, hocalarının da etkisiyle tam bir pagan olur. Yani çok tanrılı dine inanır.
355 yılında dönemin imparatoru Konstantius, ailede sağ kalan tek erkek Julian'ı Batı bölgesinin yönetimi için Paris'e gönderir.
Julian çok başarılıdır. Bölgeye onun sayesinde tam bir disiplin gelir ve hakimiyet sağlanır.
3 Kasım 361 günü imparator aniden ölür. Julian, cenaze töreni için hızla Konstantinople'a gelir ve büyük amcası için dini tören düzenleyerek onu Kutsal Havariler Kilisesi'ne gömer. Bu onun hayatta iken bir kiliseye ilk ve son girişidir. O andan itibaren de imparatorluğun tek hakimidir.
Mütevazı bir kişiliği vardır. En büyük özelliği okumak ve yazmaktır. İmparatorluk Sarayı'na adım attığında şaşkınlık içinde kalır. İnsanlar koşuşturup durmaktadır. Her bölümde yüzlerce kişi vardır. Garipser ama önce bir şey söylemez.
Ertesi sabah traş olmak için berber çağırır. Çok yaldızlı kıyafeti, takıları, üç yardımcısı ve altın taslarla içeri gireni gördüğünde, "Defolun," diye bağırır, "Ben berber istedim, senatör değil."
Karısı birkaç yıl önce ölmüştür, dul ve yalnızdır. Çok sayıda görevliye gerek duymaz. Az sayıda hizmetli ona yetmektedir. Öyle yemeye ve içmeye meraklı olmadığı, gibi konfor düşkünlüğü de yoktur.
İlk iş olarak saraydaki bütün müşavirleri kovar. Sarayın ve bürokrasinin ihtişamlı yaşantısına son verir. Aldığı önlemler israfı önler ve hazinenin yükünü önemli ölçüde azaltır. Halk imparatora daha çok bağlanır.
Esas amacı paganizmi tekrar yaymak ve Hıristiyanlığı tümüyle ortadan kaldırmaktır. Bunun için öncelikle, daha önce kapatılmış pagan tapınaklarını tekrar açar, evvelce el konulmuş mal ve gayrimenkullerini geri verilir. Pagan kurban törenlerine getirilen yasaklama kararı kaldırılır. Pagan inancını esas alan eğitim serbest bırakılır.
Pagan inancında kurban törenleri çok önemlidir. Kurban olarak da çok kere öküz kullanılır.
Pagan tapınaklarının yakınında bir yerde yakılan büyük ateşlerde kurbanlık hayvanların çıkardığı koku ve dumanlar birkaç gün devam ettiği için oldukça rahatsız edicidir.
Julianus imparator olduktan sonra kurban törenlerini çok önemsemiş, bunun halkı pagan inancına yaklaştıracağını ummuştur. Kendisi çok kere ateş yakılmasına bizzat nezaret etmiş, kurbanlık öküzleri eliyle boğazlamıştır.
Bu yüzden halk arasında Julianus'a "Kasap" (victimarius) denmeye başlanmıştır. Biraz da alay etmek için o dönemde çok söylenen bu söz dikkat çekicidir: "Eğer bizim imparator Pers seferinden başarıyla dönerse yandık. Çünkü bu ülkede onun eliyle boğazlanmamış tek bir öküz kalmayacak."
Her eyalete yüksek pagan din adamı ve her şehre de pagan başrahip gönderilir.
Bir seferinde Khalkedon'dan (Kadıköy) geçerken Piskopos Maris ona, "İsa'yı inkâr eden," diye seslenir. O da rahibin taklidi yaparak "Sefil adam, sen gözlerindeki körlüğe otur, ağla," der. (Esasında piskoposun iki gözünde de katarak vardır.) Rahip altta kalmaz cevap verir: "Senin utanmaz ve kâfir, suratını görmememi sağladığı için Yüce İsa'ya teşekkür ediyorum."
26 Haziran 363 günü Pers Seferi sırasında, hangi taraftan atıldığı anlaşılmayan bir mızrak darbesi ile ölürken, "Şimdi tatmin oldun mu, Nazaren," der. Bununla kastettiği Nazaretli İsa'dır.
Öldüğünde 31 yaşındadır ve tahtta sadece 19 ay 15 gün kalmıştır.
Bizans İmparatorluğu'nun filozof tek imparatorudur. Yazdığı birçok eser günümüze kadar ulaşmıştır.. Bu eserlerden bazıları o döneme ışık tuttuğu için önemlidir.
Örneğin, "Letter to the Athenian", "The Ceasers", "Misopogon" ve "Against the Cynic Heraklios.."
Ayrıca yazdığı çok sayıda mektup ve İmparator Konstantius'a methiye olan "Panegric on the Emperor Constantius" da günümüze ulaşmıştır.