Etiler ile İstinye arasında bir kestirme yol var.. Büyükdere Caddesi ve Sahil yolunda trafik yüklü olduğu zaman İstinye Park'ta sinemaya yetişmek için tercih ederim, ayrıca severim de.. Armutlu'dan iner, Reşitpaşa'dan çıkar..
İki gece kondu semti, ama kendi içinde nasıl bir güzelliği var.. Bahçe içinde eski püskü evler.. Camdan çıkan soba boruları.. Tenekeden çiçek saksıları, daracık kaldırımı bile olmayan sokaklarda oynayan çocuklar.. Akşam üzerleri kapıda oturup kocalarını beklerken, komşuları ile sohbet eden kadınlar, bana çocukluğumu hatırlatır..
Yol daracık, kaldırımı bile yok ve çocukların oyun alanı.. Ercan ve Muhammed'in bu yollarda 40 kilometreden fazla hızla gitmelerini yasakladım.. Her an bir yerden bir çocuk fırlayabilir çünkü.. Bir de mahalle arası. Çevreyi rahatsız etme hakkımız yok..
Gene İstinye Park'a gidiyoruz ve gene 40'la tabii.. Arkamızda biri deliler gibi korna çalıyor.. Yahu orası mesken bölgesi.. Çıngırak gibi korna çalıp milleti taciz etmenin alemi var mı?.
Ama o kornayı bana sövmek için çalıyor.. Şoför dilinde "Yol boş, bassana gaza ulan" demek o..
Benim için 34 KD 4193'ün tabakhaneye yetişmesi değil, o daracık sokakta yaşayan insanların sağlığı önemli.. "Aldırmayın" dedim çocuklara..
..Ve 34 KD 4183.. Yol biraz genişleyince nasıl hışımla solladınız bizi, tüm sollama boyunca kornaya köküne kadar basıp sövgünüzü sürdürerek..
"Aynen iade ediyorum" demek için, sabırla bu günü bekledim..
O hışımla bizi geçen 34 KD 4183, az sonra İstinye Yokuşu Caddesi kavşağında baktım durmuş bekliyor.. Yanan kırmızı ışığa da korna çalacak hali yok çünkü..
Değdi mi 34 KF 4183.. Değdi mi?. Kazandığınız 10 saniyeyi, kırmızı ışık fazlası ile geri aldı işte..
Kına yakın!..