İskoç Bond, İngiliz Kraliçe'ye hizmete devam edecek.. Tüm dünyada büyük bir merak ve heyecanla izlenen referandum öyle sonuç verdi. "İskoçya Birleşik Krallığa bağlı mı kalsın, yoksa bağımsız mı olsun" oylaması için aylardır süren kampanyalar sonunda sandığa gidildi.
Tam da gidilirken anketler ilk defa "Evet" diyenlerin yüzde 51 ile öne geçtiğini yazıyordu ama sonunda "Hayır, biz İmparatorluk içinde kalmak istiyoruz" diyenler zafer kazandı. Ben bu satırları yazarken sandıkların yüzde 84'ü açılmış ama durum kesinleşmiş, ayrılıkçı liderler yenilgiyi kabul ettiklerini bildirmişlerdi.
Birleşik Krallık Başbakanı Cameron da sabahın yedisinde evinin kapısına çıkmış konuşuyor ve İskoçlara teşekkür ediyordu.
Yüzde 55.5'tu "Aynen devam" diyenler.. Ayrılıkçılar yüzde 44.5'ta kalmışlardı.
Cameron, İngiliz olarak mutluydu.
Çünkü İskoçların ayrılığı, İngiltere, Galler, K.İrlanda ve İskoçya'dan oluşan Birleşik Krallıkta çözülmenin başlangıcı olabilirdi. İşçi Partisi lideri olarak memnundu. Çünkü İskoçlar geleneksel olarak Muhafazakarları sevmez ve onlara oy vermez, hep İşçi Partisi'ni desteklerlerdi. İşçilerin büyük bir oy deposu yerinde kaldı.
Cameron "Ben Birleşik Krallık Başbakanıyım, ama ayni zamanda demokratım" dedi. "Milletlerin kendi kaderlerini tayin etme haklarına inanırım. Bu yüzden referanduma gittik zaten. İskoçya'nın kalmayı tercih etmesine çok mutlu oldum" diye devam etti ve ardından bu referandumdan sonra, Birleşik Krallık'ta önemli reformlar yapılacağını, İrlandalılara, Gallilere ve İskoçlara daha geniş haklar ve özerklikler verileceğini anlattı.
İskoçlar "Evet" deselerdi, dünyada çok şey değişecekti kesin.
Ama "Hayır" demeleri "Her şey eskisi gibi kalacak" anlamına da gelmiyor.. Cameron onu anlattı..
Bu referandumun yapılması önemliydi. İskoçlar "Hayır" demelerinin ödülünü yepyeni hak ve özgürlüklerle alacaklar. Bu defa o örnek olacak dünyaya..
Dünya artık eskisi gibi kalmayacak..
İskoç James Bond, İngiliz Kraliçe'ye hizmete devam etse de!..