İzmir ve Bodrum'da seyrettiğim iki dans gurubunu, Martha Graham'i ve Mersin Devlet Balesi'ni size yarın anlatacağım. Bugün kısacık iki Belediye farkına değinmek istedim..
İzmir'de şov, Kültür Park içindeki yerleşik Açık Hava Tiyatrosundaydı.
Yani burayı yapan mimarı falakaya yatırmak lazım.. Tribünlere tırmanan merdivenler insanlık dışı.. Bir defa dengesiz.. Aralıklar farklı.. Tuzak gibi.. İkincisi, bazı aralıklar, çocuklar ve yaşlılar çıkamasın diye yapılmış sanki.. O kadar yüksek..
Oturduğumuz koltukları oraya kim kakalamış onları da merak ettim..
Yahu bu kadar rahatsız sandalyeleri yapabilmek için özel uğraşmak lazım..
İzmir'in Belediye Başkanı yok mu?. Beş yıldan beri bu Açık Hava'ya bir defa gelmemiş, durumu gözleriyle görmemiş mi?.
Hadi Başkan yok, ki yok olduğu görülüyor, peki bunca yerel gazete var kentte.. Ne işe yarar onlar?.
Bir yerel gazete, halkın bir yaz gecesi eğlencesi için gittiği yerde işkence çekmesini görmüyor ve beş yıldır düzelttiremiyorsa, İzmir halkı o gazeteleri niye benimsesin, niye alsın?.
Dünyanın her yerinde yerel medya yerel sorunları çözmek içindir.
Ben İzmir gazetelerini her gün görüyorum..
Hepsi vatan kurtarma peşinde..
Yahu İzmir'i kurtarın siz.. Vatanı kurtaran tonla gazete var zaten!..
Bodrum'da kale içine kurulan tiyatro portatif. Sahnesi de, tribünleri de.. Ama ne kadar rahat.. Ne kadar şirin.. Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, Doğuş Gurubunun sponsorluğu ile harika işler yapmış orada..
İzmirliler gitsin de, o portatif tiyatroya bakıp utansınlar..