Yani ister sözlük anlamı ile bakın, ister mecazi, aklımızın cebimizde olduğu kesin.. Akıllı telefonlardan söz ediyorum tabii..
Televizyonlarda görüntüyü izlediniz mi?.
Binanın alt katında korkunç bir patlama.. Alt katta taş üstünde taş kalmamış.. Kapının önünde park etmiş otomobil, karşı kaldırıma fırlamış, ölüler, yaralılar var, öylesi..
Yangın çıkmış.. Dumanlar binayı sarmış.. Merdivenleri de.. Ortalık tam can pazarı..
Üst katta bir kadın var.. Sonra öğrendik, sekiz aylık da hamile.. Camın pervazına çıkıp tutunmaya çalışıyor.. Aşağıda mahalleli battaniye açmış.. Ona atlayıp, iki hayat kurtaracak. Güç bela dengesini buluyor, daracık pervazda ve kendisini aşağıya bırakıyor. Kurtuluyor..
Defalarca yayınladı televizyon görüntüyü.. Önce yanlış gördüm sandım. İkinci de ve üçüncüde emin oldum..
Tüm bunlar olup biterken, o hayat memat anında, o tutunmak, denge bulmak ve düşmemek için iki elin ikisine de fena halde ihtiyacı olan, kadının o cehennem anında elinden bırakmadığı bir şey var.. Cep telefonu..
Ayni gün Fransa Turu'nu izliyorum. Bir yarışmacı elinde telefonla yakalanmış. Tur kurallarına göre, cep telefonu ile bilgi ve talimat almak yasak..
Adam "Elimde unutmuşum" dedi.. İki elle gidonu tutmak zorunda, ama gene de cebini elinde unutuyor iyi mi?.
Unutur, doğrudur.. Ortaköy'de önümden geçen el ele tutuşmuş iki sevgiliyi anlatmıştım sizi.. "El ele" dediğim ellerinin içinde cepleri vardı ikisinin de.. El ele değil, cep cebe geziyorlardı yani.. Cepler, resmen elimize yapıştı. Bir kaldırım kenarında durup bakın.. Elinde cep olmayan kaç kişi geçecek önünüzden..
Kol saati taşıyor musunuz?. O zaman şu deneyi yapın.. Gün boyu, saati merak etmedikçe, kolunuzda saat olduğunu fark etmiyorsunuz değil mi?. O kadar sürekli kullanınca, saat vücudunuzun bir parçası oluyor da ondan.. Şimdi kol saatinizi takmadığınız kola bir bilezik takın, ya da bir şerit bağlayın.. O yeni şey, sizi gün boyu dürtecek "Ben burdayım" diyecek, ondan on misli ağır kol saati varlığını belli etmezken..
Vücudun parçası olmak, derken kast ettiğim bu.. Cep telefonları da çoğumuzun bir vücut parçası haline geldi..
Onun için ölüm kalım anlarında, en yasak olan yerlerde bile, elimizde olduğunu fark etmiyoruz artık..